Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 573 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13684 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 11. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/07/2014NUMARASI : 2012/582-2014/813Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 3450,59 TL asıl alacak üzerinden devamına, kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine inkar tazminatına karar verilmiş hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, davalı kiracının tahliye tarihine kadar kira bedellerinden ve tahliye tarihinden itibaren ise sözleşmenin süresinden önce tek taraflı feshedilmiş olması nedeniyle makul süre kira bedelinden sorumlu olmasına ve takip talebinde hangi aylara ilişkin kira bedelinin talep edildiğinin faiz dökümünden anlaşılmasına, ayrıca duruşmada takibe konu edilen ayların açıklanmış olmasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2) Davacının makul süreye ve kötü niyet tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Davacı vekili taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan kira sözleşmesine istinaden 14.03.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2010 Yılı 8. ayından 2011 yılı 9. ayına kadar, sözleşmedeki artış hükmüne rağmen eksik yatırılan kira bakiyeleri ile 2011 yılı 10. ayından 2012 Yılı 3. ayına kadar ödenmeyen kira bedelleri ve bu tarihten itibaren sözleşme sonuna kadar (2012 yılı 7. ayına kadar) kira sözleşmesi gereğince muaccel olan kira bedelleri olarak toplam 12.418,00 TL kira alacağı ile 249,82 TL işlemiş faizinin tahsilini talep etmiş, davalı yasal süresi içerisinde, davalıya borcu olmadığından bahisle takibe itiraz etmiştir. Mahkemece de kabul ediliği üzere kiralananın anahtarı 10.01.2012 tarihinde Ankara 6. SHM 2012/582 Değişik iş sayılı dosyasında belirlenen tevdi mahalline teslim edildiğinden ve aynı tarihte davacı tarafından teslim alındığından sözleşme bu tarih itibariyle feshedilmiştir. BU nedenle davalı bu tarihe kadar ödenmeyen ve eksik ödenen kira bedellerinden sorumludur. BU nedenle mahkemenin kira bedellerine yönelik kabulünde isabetsizlik yoktur. Tahliyeden sonraki aylar kira bedeline ilişkin istem yönünden ise mahkeme alınan bilirkişi raporunda, bilirkişinin, sözleşmede tarafların bir aylık makul süre kararlaştırıldığını beyan etmesi üzerine mahkemece bir aylık kira bedeline hükmedilmiştir.Öncelikle, taraflar sözleşmede sözleşmenin süresinden önce tek taraflı feshedilmesi halinde ödenecek tazminat miktarına esas olmak üzere makul bir süre kararlaştırabilir. Uygulamada genellikle buna ilişkin düzenleme, “sözleşmeyi dilediği zamanbir ay veya iki ay önceden haber vermek şartıyla feshedebilir.” şeklinde yapılmaktadır. Bu durumda sözleşmede kararlaştırılan süre tarafları bağlayacağından sözleşmenin sözleşmede belirtilen sürelere uyulmadan feshi halinde taraflarca kararlaştırılan süre kadar kira bedelinden kiracı sorumlu olur. Bu yönde bir düzenleme olmaması halinde ise kiracının kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte davacı kiralayanın bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerekir. Aksi halde hakim tarafından tenkise tabi tutulur. Bu durumda davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarda yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir.Somut olayda uyuşmalık konusu olmayan 01.08.2009 tarihli kira sözleşmesinin 10. maddesinde “..kiracı kira dönemi sonunda kiralananı boşaltmak isterse bir ay önce kiralaya yazılı bilgi verecektir.” şekilde düzenlemeye yer verilmiş, bilirkişi tarafından ilgili madde sözleşmede taraflarca kararlaştırılan makul süre olarak kabul edilerek bir aylık kira bedeline makul süre kira bedeli olarak hükmedilmiştir. Sözleşmedeki madde kiracıya dilediği zaman sözleşmeyi feshetme hakkı tanıyan bir madde olmayıp, sözleşme sonunda kira sözleşmenin feshini düzenleyen bir hükümdür. 6570 Sayılı Yasanın 11. (TBK 347/1. cümle) maddesine karşılık bir düzenlemedir. Bu nedenle sözleşme sonunda kiracı tarafından sözleşmenin ne şekilde sona erdirileceğini düzenleyen maddenin, sözleşmenin tek taraflı olarak süresinden önce feshi halinde uygulanacak makul süre belirlemesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Buna göre mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, davacı sözleşme sonunu geçmemek üzere, taşınmazın tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarda yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar kira bedelinden kiracı sorumlu olacağından, bu yönden bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bir aylık makul süre kira bedelinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.Öte yandan davacı tarafından icra takibi, 6098 Sayılı yasanın yürürlüğünden önceki bir tarihte yapılmış olup takip tarihi itibariyle sözleşmedeki muacceliyet şartı geçerli olduğu gibi, taşınmaz takip tarihinde tahliye edilmiş ise de, kural olarak sözleşme sonuna kadar kira bedelinden kiracı sorumlu olduğundan, davacı kiraya verenin kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının kötü niyetli olduğundan bahisle tazminata mahkum edilmesi de isabetli değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 21/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.