Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 569 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3569 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmiş ve isteğin süresinde olduğu anlaşılmış ise de duruşma masrafları yatırılmadığından duruşma isteminin reddine, dosyanın duruşmasız olarak incelenmesine karar verildi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin raporu ve açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:Dava mirasçılık belgesinin iptaliyle yeniden verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir.Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, tanık gösterilmemişse tanıkların dinlenmesi, gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir.4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. madde hükmünde de; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.Somut olaya gelince, dosya içeriğinde toplanan delillerden davacıların anneanneleri A'nın 1940 yılında vefat ettiğini, davalılar tarafından Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2004/88-255 sayılı ilamı ile alınan mirasçılık belgesinde bir çok gerçek mirasçısının gösterilmediğini öne sürerek dava açarak nüfus aile kayıtlarını dosyaya sundukları, mahkemece taraflardan başkaca delili olup olmadığı sorulmadan dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği, davacıların miras bırakan A'nın nüfusunda kayıtlı olmadıkları anlaşılmaktadır. Miras bırakanın ölümü ile birlikte geriye kimleri mirasçı olarak bıraktığını, kendilerinin de mirasçı olduklarını kanıtlama yükünün davacıların üzerinde olduğu ve bu hususları her türlü delille kanıtlama hakları bulunduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece nüfus kayıtlarında davacıların mirasçılık belgesi verilmesini istediği A. ile A'nın doğum ve ölüm tarihlerinin farklı olduğu göz ardı edilmiş, gerekli araştırma ve soruşturma yapılmadan, davacılardan miras bırakanın ölüm tarihini, ölüm ile geriye bıraktığı mirasçılarını kanıtlamaya yarayacak tanık dahil tüm delilleri sorulup saptanmamış, göstereceği deliller toplanmamış, davanın sonucuna etkili nüfus kayıtları tam olarak getirtilmeden hüküm verilmiştir. Eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez.Hal böyle olunca mahkemece az yukarıda açıklanan doğrultuda araştırma ve soruşturma yapılarak ilgili Nüfus Müdürlüklerinden gerekli bilgi ve belgeler getirtilmeli, davacılardan delilleri sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir.Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmadan usule de aykırı olacak biçimde eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmünBOZULMASINA, peşin alınan 81,20 TL. temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.