Davacı 2822 Sayılı Yasa’nın 15. maddesi vd. hükümleri gereği Çalışma Bakanlığı’nın 09 Ekim 2009 gün ve B.13.0.ÇGM -140-01 3355 (048001) sayılı yetki tespitine ve belgesine itiraz ve anılan yetkinin iptaline karar verilmesi istemiştir.Yerel mahkeme, yetkisizlik kararı vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı vekili, işyerinde çelik, metal işleme, üretme vb. buna bağlı işkolu faaliyeti bulunmadığını, işyerinde madenciliğe dayalı ve bunun işlenmesine ilişkin üretim olduğunu, bu nedenle işkolu açısından ilgili ve yetkili olması gereken sendikanın Çelik-İş Sendikası olmayıp; madencilik işkolunda faaliyet gösteren sendika olması gerektiğini, Yetki belgesinde belirtilen işçi ve üye sayısının da fiili duruma uygun olmadığını, gerçek oranın yasanın aradığı oranın altında olduğunu belirterek Çalışma Bakanlığı’nın 09 Ekim 2009 gün ve B.13.0.ÇGM-140-01 33555 (048001) sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini ve işyerinin 2 no’lu“Madencilik tşkolu”nagirdiğinin tespitine, karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı cevap dilekçesinde; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davacının işkoluna ve yetki tespitine itiraz ettiğini, işkolu tespitine itiraz davalarının şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini, şirket merkezinin Ankara olduğunu, ayrıca davacının işkolu tespiti konusunda başvurusu olmadığını, 2821 Sayılı Kanun’un 4. maddesi gereği işyerinin hangi işkoluna girdiğinin tespiti için tarafların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurusu gerektiğini, ayrıca Bakanlığa yapılan bildirimler esas alınarak yetki tespiti yapıldığına, belirterek davanın reddi gerektiğinin savunmuştur.Davalı Ç. İş Sendikası cevap dilekçesinde; davacı firmanın işkolunun, işkollan Tüzüğü’nün 13. maddesine giren metal işkolu olduğunu, yetki tespiti sırasında işyerinde çalışan 112 işçiden, 94 tanesinin sendika üyesi olması nedeni ile, çoğunluğun sağlandığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; işkolu tespitine itiraz davasında davacı şirket merkezinin Ankara da olması, şirkete bağlı mağazaların ayrı tüzel kişiliği olduğu yönünde herhangi bir iddia bulunmaması ve bu tür davaların iş yerinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından; Ç. İş Sendikası’nın yetki talebinin sadece şirketin İskenderun fiubesi olarak faaliyet gösteren İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki iş yeri için olduğunu, davalı Bakanlık tarafından da, sadece bu iş yerinin işçi sayısı/sendikalı işçi sayısı oranına göre, dava konusu yetki tespitinin yapıldığını, anılan yetkilendirme yazısında ilgili Bölge Müdürlüğü olarak belirtilen Adana Bölge Müdür-lüğü’nden başka bir Bölge Müdürlüğü’nün yetki alanına giren toplu iş sözleşmesi talebi de olmadığına göre, Ankara mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtmesinin hukuken yerinde olamadığını, şirketin merkezi Ankara olmasına karşın, İskenderun’da bulunan fabrika işyeri dışında toplu sözleşmeye konu yapabilecek bir iş yeri bulunmadığını asıl işin İskenderun’da görüldüğünü belirterek kararı temyiz etmiştir.Taraflar arasında davaya konu işyerinin hangi iş koluna girdiği, davalı sendikanın iş yerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olup olmadığı ve davaya bakmaya yetkili mahkeme konularında uyuşmazlık vardır.Dava dilekçesinden anlaşılacağı şekilde, davacının istekleri arasında yetki tespitinin iptali ile birlikte, iş yerlerinin İş Kolları Tüzüğü’nün hangi sıra numarasına girdiğinin de belirlenmesi yer almaktadır. Bu halde uyuşmazlıkta 2821 sayılı Sendikalar Yasası’nın 4. maddesi de söz konusu olmaktadır. Bu maddeye göre bir iş yerinin girdiği iş kolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca yapılır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan tespit kararına karşı ilgililer 15 gün içerisinde iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açabilirler. Olayda davacı işveren bu madde de ön görülen prosedüre uymayan dava açmıştır. Bu halde öncelikle bu iş yerlerinin girdiği işkolunun tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmak üzere davacıya mehil vermek ve bu tespit sonucu ön mesele yapılmak ve bunun sonucuna göre işin esasını çözüme kavuşturmak gerekir.Bundan başka asıl dava çoğunluk tespitine ilişkin olması sebebi ile, yetkili mahkeme çoğunluk tespiti davasına göre belirlenecektir ve 2821 sayılı Sendikalar Yasası’nın 4. maddesi prosedürüne uygun işkolu tespiti olmaması sebebi ile; iş kolu tespiti bekletici mesele yapılacaktır. Ancak iş kolu tespiti sonucuna göre çoğunluk tespiti davasındaki yetkili mahkeme değişebilecektir. İş kolu tespiti prosedürü tamamlandıktan sonra sonucuna göre; 2822 Sayılı Yasa’nın 3/2 maddesinde belirtilen"Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı iş kolunda birden çok işyerine sahip bir işletmede ancak bir toplu iş sözleşmesi yapılabilir”Tanıma uygun aynı iş kolunda kurulu birden çok işyerinden oluşan bir işletme olup olmadığı tespit edilmelidir. Kural olarak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi tespiti istenen iş yeri veya iş yerlerinin bağlı bulunduğu Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne göre, Bakanlık kararına itiraz edilecek mahkeme belirlenir. Ancak bir işverene ait aynı iş kolunda birden çok işyerinin oluşturduğu işletme kapsamında yer alan iş yerlerinde çoğunlukla ilgili itirazın yapılacağı yere ilişkin 2822 Sayılı Yasa’daki boşluk işletme merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili sayılarak doldurulmuştur.(3451 Sayılı Yasa ile değişik TISGLK m.15/1)Öte yandan; 2821 Sayılı Yasa’nın 60. maddesinin ikinci fıkrasında;"Bir iş yerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerde asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır.....”denilmektedir. Asıl işin görülmesi bakımından doğrudan doğruya yardımcı olan ve o kişi tamamlayan nitelikte işler asıl işe yardımcı işler olarak nitelendirilmektedir. O halde; işyerlerinden fabrika işyerinde üretim yapılmakta, merkez iş yerinde de ise fabrikada çalışan işçiler ve üretilen ürünler ile ilgili muhasebe ve büro işleri görülmekte ise, bu durumda şirket merkezi ile fabrika işyerinde yapılan işlerin aynı işkolunda kurulu ayrı işyerleri olmayıp nitelik itibarıyla birbirini tamamlayan işler olacağından, dolayısıyla merkez iş yerinde yapılan işler yardımcı iş niteliğinde olup asıl iş olan fabrika işyerinin girdiği işkolunda sayılması gerekeceğinden, 2888 Sayılı Yasa’nın 3/2. maddesinde belirtilen aynı iş kolu da birden çok işyerine sahip olma koşulu gerçekleşmemiş olacaktır. Dolayısıyla her iki işyerinin işletme kapsamı içinde düşünülmesi mümkün olmayacaktır. Bu durumda yetkili mahkeme işyerlerine göre belirlenmesi gerekecektir. Asıl iş görüldüğü yer olan fabrika işyerinin bağlı olduğu, Bölge Çalışma Müdürlüğü’nün bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkeme kabul edilecektir.Özetlenecek olursa; Davacı işveren 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 4. maddesinde ön görülen prosedüre uymadan dava açmış olduğundan öncelikle işyerinin girdiği iş kolonun tespiti ön mesele kabul edilerek anılan yasa hükmünce Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanlığı’na iş kolu tespit başvurusunda bulunmak üzere davacıya süre verilmelidir.İş kolu tespiti sonucuna göre:1- İş yerleri işletme kabul edilecek olursa; yani 2822 Sayılı Yasa’nın m.3/2 anlamında aynı iş kolunda kurulu farklı işyerlerinin varlığı kabul edilir ise; yetki tespiti davası 2822 Sayılı Yasa m.15/1 uyarıncaİşletme toplu iş sözleşmesi için itiraz, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesine yapılır...”düzenlemesi ile işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesinde görülecektir.2- İş yerleri 2822 Sayılı Yasa’nın m.3/2 uyarınca işletme kabul edilemez ise; yani ayrı ayrı iş kolunda farklı iş yerleri olduğu kabul edilir ise; aynı iş kolunda kurulu birden fazla iş yerine sahip bir işletme söz konusu olmayacaktır. Bu halde yetki tespiti davası için yetkili mahkeme, başvuru konusu yapılan asıl işin görüldüğü fabrika iş yerine göre belirlenecektir, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 15/1. maddesi gereğince bu tür itirazlar iş yerinin bağlı olduğu Bölge Çalışma Mü d ürlüğü’nün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemede yapılması gerekecektir.3- Yine iş yeri 2822 Sayılı Yasa’nın 3/2. maddesi uyarınca işletme kabul edilemez ise ve fabrika da görülen işler asıl iş, merkez iş yerinde görülen iş ise yardımcı iş ise, merkez iş yerinin asıl işi tamamlayan bir yapısının bulunması nedeniyle fabrika iş yeri ile birlikte tek iş yeri oluşturacaktır. Yetki tespiti davası için yetkili mahkeme asıl işin görüldüğü fabrika işyerine göre belirlenecek, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 15/1. maddesi gereğince itirazın iş yerinin bağlı olduğu Bölge Çalışma Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemede yapılması gerekecektir.Ancak bütün bu tespitlerin yapılabilmesi için bekletici mesele kabul edilecek olan, iş kolu tespit kararına ihtiyaç vardır. İş kolu tespit başvurusu için süre verilip sonucu beklenmeden, yukarıda açıklandığı şekilde bir değerlendirmeye tabi tutulmadan yazılı şekilde mahkemenin yetkisizliğine dair karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.