Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5634 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13240 - Esas Yıl 2013





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı üçüncü kişi vekili, Ankara 31.İcra Müdürlüğü'nün 2012/13134 Esas sayılı dosyasından, haczedilen .. ve ... plakalı araçların 01.10.2012 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile borçludan satın alındığını, araçların trafik kaydı üzerine haczin satıştan sonra konulduğunu belirterek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, dava konusu araçların 3. kişiye muvazaalı olarak alacaklılara zarar vermek amacıyla devredildiğini, muvazaa nedeniyle iptal davası açacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre: davacı tarafından dava konusu araçların hacizden önce satın alındığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, dava konusu araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı 3.kişi dava konusu araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Bu niteliği itibariyle uyuşmazlık İİK.nun 96 vd. maddelerine dayanan istihkak davasına ilişkindir. İstihkak davalarına İİK'nun 97/11.maddeleri hükmünce genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır. İcra mahkemesince başvurma harcı ve takip konusu alacak ile mahcuz malların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden peşin nisbi ilam harcı alınarak, somut olayda harç tamamlattırılarak anlaşmazlığın istihkak davası prosedüründe çözülmesi gerekirken, davanın şikayet olarak nitelendirilmesi suretiyle yanılgıya düşülerek yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.Davalı taraf muvazaalı olarak araçların devredildiğini bu nedenle tasarrufun iptali davası açtıklarını iddia etmektedir. Alacaklının muvazaalı devir yapıldığı iddiası kapsamında borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin ilk kuruluşundan itibaren tüm ticaret sicil kayıtları getirtilmeli toplanan tüm delillere göre muvazaanın bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, yine alacaklı tarafından açılacak olan tasarrufun iptali davasının sonucunun, görülmekte olan istihkak davasının sonucunu etkileyeceği açık olduğundan, mahkemece tasarrufun iptali davası açılıp açılmadığı araştırılarak açılmış ise bekletici mesele yapılarak kesinleşen sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,28.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.