Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Salih’in kardeşi olan mağdur Sedrettin’e yönelik eyleminin sübutu kabul, tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin eksik incelemeye, delillerin takdirinde hata yapıldığına, sübuta, tahrik nedeniyle azami indirim uygulanması gerektiğine, cezada teşdit uygulanamayacağına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak;1) Sanık Salih’in kardeşi olan mağdur Sedrettin’i, yakın mesafeden av tüfeği ile ateş ederek her iki uylukta ateşli silah yaralanmasına bağlı çok sayıda giriş deliği olacak şekilde yaraladığı, ateşli silah yaralanması sonucu aktif kanama ve 3 ünite kan kaybına, sol testis atrofisi ve ereksiyon ile ilgili şikayetlere neden olan yaralanması nedeniyle mağdurun hayati tehlike geçirdiği, şahıstaki mevcut arızanın duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli yitirilmesi niteliğinde olduğunun belirlendiği anlaşılmakla, somut olayda av tüfeğiyle yakın mesafeden atış yapılması halinde muhakkak olan ölüm neticesinin gerçekleşeceğinin sanık tarafından bilinmesinin gerektiği, kullanılan silahın etkili mesafeden vahim sonuçlar meydana getirmeye elverişli olması, atış mesafesi ve meydana gelen yaraların nitelikleri birlikte değerlendirildiğinde, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre de, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının kasten kardeşini öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, sanığın, kasten kardeşini öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması yerine, suçun hukuki nitelemesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,2) Sanığın hapis cezasının kanuni sonucu olarak, "5237 sayılı TCK’nun 53/1-a,b,c,d,e maddesinde sayılan hak yoksunluklarının 53.maddenin 2.fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar ve sanık hakkında kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın, 53.maddenin 3.fıkrası uyarınca şartla salıverilme tarihine kadar geçerli olduğu” şeklinde karar verilmesi yerine, "TCK’nun 53/1-c maddesindeki hakları kullanmaktan koşullu salıverilme tarihine, diğer bentlerdeki haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” karar verilmesi,3) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesi delaleti ile Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi uyarınca, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Sözleşmenin anılan maddesinde yer alan ücretsiz müdafii yardımından yararlanma koşullarından “adaletin selametinin gerektirmesi” kıstası ile ilgili yerleşmiş içtihatları da dikkate alınarak; sanığın, CMK'nun 150/2 maddesi uyarınca kendisine atanan müdafii yardımından ücretsiz olarak faydalanma hakkı bulunduğu halde, müdafii ücretinin yargılama giderleri arasında gösterilmesi,Bozmayı gerektirmekle, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle, CMUK’nun 326/son. maddesi gözetilmek kaydıyla sanık Salih hakkında kurulan hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 26/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.