Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5609 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 20353 - Esas Yıl 2008





Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan yardımların davalıdan 506 Sayılı Yasa’nın 10 ve 26. maddesi gereğince tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, ilamıda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu analaşıldıktan sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.5510 Sayılı Yasa’nın 01.10.2008 tarihinde yürülüğe giren 21. maddesindeki,“İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverende isteyebilecekleri tutarla sınırlıGönderen: Kazım GÜZELGÜN / Kadıköy 1. İş Mahkemesi Yazı İşleri Müdürüolmak üzere, Kurumca işverene ödetilir,"düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan Kanunda, yürürlülüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 10 ve 26 ve 87 maddeleridir.Mahkemece, zararlandırıcı sigorta olayında sürekli iş görmezlik durumuna giren ve kontrol muayaneye tabi tutulmasına karar verildiği halde iş göremezlik oranı kesinleşmemiş olan sigortalının açmış olduğu ve kenleşmemiş olup güçlü delil niteliğine de henüz sahip olmayan tazminat davasında alınan kusur raporu, iş bu davada hükme esas alınarak, asıl işveren H.T. Vakfı %25 alt işveren olarak S. Tekstil Ltd. fiti. %50 kazalıda %25 kusurlu bulunmuş ve 506 Sayılı YasaInın 10. maddesinin varlığı kabul edilerek davalı işverenin %85 kusur oranı ile yani davada taraf olmayan asıl işveren olarak nitelediği Vakfın kusuru ile de sorumluluğuna karar verilmiştir.Davada öncelikle halledilmesi gereken sorun, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalıyı çalıştıran davalı S. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. fiti. ile H.T. Vakfı arasında hukuki ilişki ile tazminat dosyasında alınan ilk kusur raporunda kusur verilen Remzi ve Bedri ile davalı Vakıf arasındaki hukuki ilişkini niteliğinin bir başka ifade ile, asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığının saptanmasıdır.506 Sayılı Kanun’un 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.Asıl işveren-taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilmeyecektir.Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.Somut olayda, davalı H.T. Vakfı ve Remzi ile Bedri arasındaki hukuki ilişkinin niteliği tarafların ibraz edeceği delillerle birlikte değerlendirilerek aralarındaki 506 Sayılı Yasa’nın 87. maddesi kapsamında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunup bulunmadığı saptanmalı, bu yönde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınıp irdelenmeli, HUMK’un 74. maddesindeki taleple bağlılık ilkesi gözetilmelidir.2- Kazalı sigortalının zararlandırıcı sigorta olayı sonrası iş göremezlik oranının belirlenmesi hakkında 05.09.2003 tarihinde kontrol muayaneye tabi tutulduğu halde sonucunun araştırılmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı ile davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.