Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5513 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5037 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasındaki "boşanma" ve "evliliğin iptali" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından her iki dava yönünden, davalı-davacı tarafından ise yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece; “dosya arasında bulunan davacı-davalı (kadın)'a ait raporlar ve vesayet dosyası birlikte değerlendirildiğinde davacı-davalı (kadın)'da akıl hastalığı bulunduğu ve bu hastalığın evliliğin iptaline sebebiyet veren nedenlerden olduğu” gerekçesiyle, davalı-davacı erkeğin davasının kabulü ile “evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline” karar verilmiştir.Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması, evliliği mutlak butlanla sakatlar (TMK. md. 145/2-3). Türk Medeni Kanununun 145/2 ve 145/3. maddesindeki sebeple evliliğin iptaline karar verilebilmesi için, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması veya eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması şarttır. Bu durumun her türlü şüpheden uzak resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekir.Yargılama sırasında davacı-davalı (kadın) hakkında aldırılan; Malatya Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinin 25.02.2011 tarihli raporunda, davacı-davalı (kadın)'ın sınırda mental kapasite hastalığının bulunduğu ve bu hastalığın evliliğin butlanını gerektirmeyeceği, Malatya Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 05.01.2011 tarihli raporda "işitme kaybı, mental retardasyon" teşhisi ve sevkinin uygun olacağı, yine Malatya Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 15.10.2011 tarihli raporda ise hafif mental retardasyon teşhisi konulan kadına vasi tayini gerektiği ve hastalığının ömür boyu süreceği rapor edilmiştir. Vesayet makamına ihbar üzerine Hekimhan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/143 esas sayılı dosyasında ise, davacı-davalı (kadın) hakkında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 18.02.2013 tarihli raporda vasi tayin edilmesi gerektiğinin rapor edildiği belirtilerek, davacı-davalı (kadın)'ın akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına ve babası Ali Çakmak'ın velayeti altında bırakılmasına karar verilmiştir. Görüldüğü gibi dosya içinde bulunan bir kısım raporlar ve görüşler arasında çelişki olduğu gibi kadının evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun bulunduğu veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde bir rapor da bulunmamaktadır. O halde, mahkemece yapılacak iş, kadınla birlikte dosyanın bir bütün halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek davacı-davalı (kadın)'ın evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor almak ve bundan sonra tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucu uyarınca bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu gereklilik yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.2-Davacı-davalı (kadın), dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde ise hesaplanacak bedelinin tarafına ödenmesini de talep etmiş olup, mahkemece bu taleple ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple kocanın kabul edilen davası yönünden , 2. bentte gösterilen sebeple ise kadının ziynet eşyası alacağı yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davacı-davalı (kadın)'ın boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazları ile kocanın yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.