Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5421 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16435 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TENKİSTaraflar arasında birleştirilerek görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl ve birleştirilen davalar, tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar asıl davada, mirasbırakanları ...'un, istemediği bir kişi ile evlilik yapması nedeniyle davacı ... ile görüşmediğini, diğer davacıların da davacı ...'den yana tavır almaları nedeniyle mirasbırakanın davacıları miras haklarından mahrum bırakmak amacıyla 2042 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı ...'ne bağışladığını, sonrasında bu payın imar uygulamasına tabi tutulmasıyla oluşan 395 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki payın ve 396 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı idare adına tescil edildiğini; birleştirilen davada ise mirasbırakanın aynı nedenlerle 735 parsel sayılı taşınmazdaki payını ...'na bağışladığını ileri sürerek, saklı paylarına tecavüz eden kısmın tenkisini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, mirasbırakanın davacıları mirastan mahrum bırakmak kastı ile hareket ettiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Muris ...’un 2042 parsel sayılı taşınmazdaki payını 06.02.1987 tarihli bağış akti ile davalı ... Müdürlüğüne, 735 parsel sayılı taşınmazdaki payını ise 02.09.2004 ve 04.11.2005 tarihli bağış akitleri ile davalı ...’na temlik ettiği, mirasbırakanın 16.09.2009 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak eşi davacı ... ile diğer davacılar olan çocukları .... ve ...’ın kaldıkları kayden sabittir.Mahkemece, mirasbırakanın saklı payı ihlal kastı ile çekişmeli payları davalılara bağışladığı saptanarak, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların temyiz itirazına gelince;Bilindiği üzere, birleştirilen davalar birlikte görülmekte ise de ayrı dava olma özelliğini korurlar.Somut olayda; her bir davalıya temlik edilen taşınmazlar farklı olduğuna ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre, her bir davalının, kendilerine temlik edilen taşınmazlardaki pay bakımından ayrı ayrı belirlenen dava değeri üzerinden, harç, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.