MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, 13.03.2013 tarihinde ikame edilmiştir. 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine eklenen 2.fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır". Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2.maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" denilmiştir. Yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümlerine göre öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılacak, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ise. bu kez muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresi bilinmiyor diyerek doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davranış Anayasanın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir.Davacı, dava dilekçesinde davalının adresi olarak "..... adresini göstermiştir. Dava dilekçesi tebliğ için, gösterilen adrese gönderilmeyerek, mernis adresi şerhiyle ".... Mahallesi ... Sk. no.21 ... " adresine gönderilmiş, bu adreste Tebligat Kanununun 6099 sayılı Kanunla değişik 21/2. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edilmiş, ön inceleme ve tahkikat duruşmasına çağrıya ilişkin davetiyeler de davalıya aynı adreste aynı usulle tebliğ edilmiş, davalı erkek duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece 29.01.2014 tarihli duruşmada ara kararla davalının dava dilekçesinde gösterilen adresine dava dilekçesinin yeniden tebliğine çıkarılmasına karar verilmiş, bu kez davalı davaya cevap vermiş, dava bu şekilde nihai karara bağlanmıştır. Davalının bilinin en son adresinin....adresi olduğu anlaşıldığına göre ön inceleme ve tahkikat duruşma gününe ait davetiyelerin mernis adresi şerhiyle başka adrese yapılmış olması ve davalının yokluğunda davanın sonlandırılması davalının savunma hakkını da içeren hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturan önemli bir usul hatasıdır. O halde, mahkemece yapılacak iş; davalının usulüne uygun olarak ön inceleme duruşma gününe çağrılması bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti (HMK.m.140) taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde davalının ön inceleme ve tahkikat aşamalarına katılmasına olanak verilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.