Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 541 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13264 - Esas Yıl 2013
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davada; davacı şirket tarafından Leasing sözleşmesiyle 1.054.000 $ bedelle satın alınıp, davalı şirketin işyerine monte edildiği iddia olunan lazer makinasının bedelinin dava tarihindeki Merkez Bankası Efektif döviz satış kuru üzerinden tahsili, makina için davacı tarafça ödendiği iddia olunan 18.000,00 TL sigorta bedelinin tahsili, makinenin kurulduğu tarihten itibaren işletiminden dolayı elde edilen kâra karşılık şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsili talep edilmiştir.Davalı taraf ise; davacı ile aralarında herhangi bir hukuki veya ticari ilişkinin bulunmadığını, davacı tarafın makineye ilişkin finansal kiralama sözleşmesi imzaladığı tarihte makineyi kuracak yerinin bulunmaması nedeniyle şirketlerine ait fabrikaya kurulmasını talep ettiği, bu talebin kabulü üzerine makinenin fabrikalarına kurulduğunu, makine bedelinin dava dışı Faruk Tuğcu tarafından ödenmiş olabileceğini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, davaya konu Lazer kesim makinasının davacıya iadesine, makinanın sigorta bedeline ilişkin talebin reddine; kâra ilişkin talebin kabulüyle 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Temyize konu I.uyuşmazlık; HMK'nın 31.md.göre uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kılındığı görüldüğünden, maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili görülen hususların taraflara açıklama yaptırılmak suretiyle çözülmesi gerekmesi ilkesi nedeniyle sözleşmenin vardığı hukuki nitelendirmenin belirlenmesi üzerine olup, öncelikle bu nitelendirmenin yapılması gerekmektedir.II.Uyuşmazlık, muvazaa iddiasının taraflar açısından değerlendirilmesi hususunda olup, HMUK.'nun 75/2 md., 179/3 md. ve 6100 sayılı Yasanın 31.maddesine göre açıklanması ve gerekirse isticvap hususu düşünülmelidir.III.Uyuşmazlık, makinanın kurulması düşünülen adi ortaklığa sermaye olarak konulduğu,IV.Uyuşmazlık makinanın davalı tarafından davacıdan satın alınıp alınmadığı hususlarında,V.Uyuşmazlık makinanın hangi sebeple davalı şirkete bırakıldığının irdelenmesi hususunda olup, gerekirse hukuki nitelendirme için yemin teklifi düşünülmelidir.Yapılan yargılama, eksik toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davacı şirketin davaya konu makinayı önce Finansal Kiralama Sözleşmesine dayalı olarak dava dışı Asya Katılım Bankası A.Ş'den kiraladığı, ardından finansal kiralamaya ilişkin taksitleri ödeyerek makinanın maliki olduğu, davacının makinanın sigorta primlerini ödediği, makinanın davalı şirkete ait fabrikada kurulu ve çalışır durumda bulunduğu ve davalı şirketin makineyi faaliyetlerinde kullanarak gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Ancak davacının dava konusu makineyi davalı şirkete ait fabrikaya neden kurdurduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmediği açıktır.Zira davacı taraf; davacı şirketin büyük ortağı A.. U.. ile davalı şirkette söz sahibi olan F.. T.. arasında birlikte inşaat yapmak üzere adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ancak dışarıya karşı bu ilişkinin gizli tutulduğunu, söz konusu ortaklığa sermaye olarak konulmak üzere davaya konu makinanın satın alındığı, davalı şirkette söz sahibi olan F.. T.. 'nun talimatıyla da davalı şirketin işyerine monte edildiğini iddia etmiştir. Belirtilen bu husus için inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.HMK.'nın 31.maddesine göre davanın hukuki niteliğini belirlemek, davayı aydınlatmak ve yukarıda belirtilen eksiklikleri toplayarak ilgili kanun maddesini bulup uygulamak suretiyle ucuz, basit ve çabukluk ilkesi gereğince davayı sonuçlandırmak gereklidir.Hal böyle olunca mahkemece; tarafların tüm delilleri toplanarak, HMK'nın 31. maddesi gereğince taraflar arasındaki tüm uyuşmazlıkların aydınlatılması suretiyle aradaki akdi ilişkinin tam olarak belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve noksan soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.