MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne; ecrimisil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, bağımsız bölüme el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, 879 ada 36 parseldeki 1 numaralı bağımsız bölümün davalılar tarafından işgal edildiğini, 22.02.2010 tarihli ihtarname ile dava konusu bağımsız bölümdeki müdahalelerini sonlandırmalarını bildirdiği halde sonuç alınamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, geriye doğru 5 yıllık 30.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davaya cevap vermemişler, duruşmadaki beyanlarında davacı tarafın rızası ile taşınmazın kullanıldığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen tazminat toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi istenildiği halde taşınmazla ilgili bir değer belirtilmediği, sadece talep edilen 30.000.00.-TL ecrimisil miktarı üzerinden 10.000,00 TL nispi harç yatırıldığı ve bununla yetinildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden ecrimisil isteğiyle ilgili olarak talep edilen miktarın (30.000,00TL) tamamı ile el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak da keşfen saptanan ya da saptanacak değerin toplamı üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.Tarafların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.