Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 03.12.2013 tarih, 31034/38421 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Şikayetçi icra takibinin borçlusunun eşi olup, icra mahkemesine başvurusunda; Ümraniye 4. Aile Mahkemesi'nin 2013/39. D.İş sayılı 23.01.2013 tarihli koruma kararıyla müşterek konutun 6 ay süreyle kendisine tahsis edildiğini ileri sürerek tahliye işleminin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece aile mahkemesinin kararının tedbir kararı niteliğinde olup, tahliye kararını bertaraf edemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu" başlıklı 194/1 maddesinde; "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmü yer almakta;Aynı Kanunun 194/3 maddesinde ise; "Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir" denilmektedir.Bu hükümler göstermektedir ki, aile konutu özel bir konuma ve öneme sahip kılınmış ve üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır. Takibe ve tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi halinde bu yasal gereklerin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması gerekecektir.Buna göre, mahkemece öncelikle bu iddia üzerinde durulmalı ve takip ve tahliyeye konu taşınmazın kaydı üzerinde şikayetçi eşin talebi üzerine "aile konutu" olduğuna ilişkin şerh verilip verilmediği, şikayetçinin bu yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının bulunup bulunmadığı, araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmeli ve sonuca göre tahliyenin durdurulması ya da devamı yönünde karar verilmelidir (HGK'nun 2005/12-652 E. - 2005/583 K. 19.10.2005 T.).O halde yukarıda açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, Dairemizce mahkeme kararının bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü yoluna gidilmiştir.SONUÇ :Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.12.2013 tarih ve 2013/31034 E.- 38421 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.04.2013 tarih ve 2013/493Esas - 2013/692 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.