Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5338 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1517 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret MahkemesiDavacılar ... ve diğeri vekili Avukat ...l tarafından, davalı ... aleyhine 08/01/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 09/10/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/11/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacıların temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız ihtiyati haciz uygulanmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Yerel mahkemece, davalı şirketin dava dışı ...'den temlik aldığı alacağa dayanarak ihtiyati haciz kararı alıp haciz tatbik ettirdiği, ihtiyati haciz kararının haksızlığının davalı şirket tarafından açılan itirazın iptali davasının reddi kararının kesinleşmesi ile sabit ise de, alacağın ödendiğinin ve davacı kefillerin ibra edildiğinin temlik sırasında davalı şirket tarafından bilinmediğinden, davalı şirketin kötüniyetinden bahsedilemeyeceği, zarar ile davalı şirketin icra takibi başlatması arasında illiyet bağının bulunmadığı, davacıların zararı bulunsa dahi bunun alacağı temlik eden ...'den istenebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava dışı ... tarafından dava dışı ...'ya kullandırılan krediye ilişkin sözleşmeyi davacılar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamışlardır. ... 24/07/2001 tarihli ihtarname ile davacılar ve diğer borçlulardan 1,924,497,84 USD'nin ödenmesini istemiştir. Ödenmesi istenilen borç, banka tarafından kendisine tesis edilen yeni kredi ile dava dışı ... tarafından ödenmiş, ödenen bu borç nedeniyle davacılar 14/08/2001 tarinde ibra edilmiştir. İbradan sonra 20/08/2001 tarihinde ... ödediği miktardaki alacağın kendisine veya göstereceği gerçek ya da tüzel kişiye temlik edilmesi talebinde bulunmuş, bu talep ... tarafından kabul edilerek ihtarname konusu alacak 16/05/2003 tarihinde davalı şirkete temlik edilmiştir. Davalı şirket tarafından ihtarname ve temlike dayanılarak ihtiyati haciz kararı alınıp uygulanmıştır. Dava dilekçesinde, ibranameyi veren ... ile alacağı temlik alıp ihtiyati haciz kararı alan davalı şirket arasında organik bir bağ bulunduğu, borcun ödenmesinden ve ibranameden haberdar olduğu ileri sürülmüş, ancak bu hususta mahkemece herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Şu halde, bu incelemeler yapıldıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davacılar yaraına BOZULMASINA; davalının tüm temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.