Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5335 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4460 - Esas Yıl 2013





DAVA: Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR: Şikayetçi vekili, sıra cetvelinin, yetkili olmayan İcra Müdürlüğü'nce ve müvekkili bankanın alacaklı olduğu icra dosyasından İİK'nın 100. maddesine yarar bilgiler usulüne uygun olarak alınmadan düzenlendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunanlar vekilleri, şikayetin reddini istemişlerdir. İcra Mahkemesince, sıra cetvelini yapma görevinin ilk haczi koyan İcra Müdürlüğünde olduğu ve gerekli bilgiler toplanmadan sıra cetveli hazırlanamayacağı gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline daire verilen karar, Dairemizin 15.12.2011 tarih ve 1831 E, 2598 K sayılı ilamı ile, şikâyetçinin takip tarihinin 1998 yılı içinde olduğu ve ihtiyati hacizle başlayan takibe yönelik itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının 2001 yılında sonuçlandığı, bu durumda, mahkemece, şikâyetçinin haczinin İİK'nın 264. maddesi uyarınca kesin hacze dönüştüğü tarihin net olarak belirlenmesi, aynı yasanın 106. ve 110. maddesi şartlarının değerlendirilmesi suretiyle haczin ihale tarihinde düşüp düşmediğinin saptanması gerektiği, öte yandan itirazın iptali davasının karar tarihi yerine, kararın kesinleşme tarihini icrai hacze dönüşme tarihi olarak belirten raporun hükme esas alınmasının da doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda, şikayetçinin alacaklı olduğu Adana 2. İcra Müdürlüğü'nün 1998/655 E sayılı icra dosyasında takip borçlusuna ait taşınmaza ilk olarak 02.03.1998 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının kabul edildiği 21.02.2001 tarihinde haczin kesinleştiği, haczin kesinleştiği bu tarihten sonra, sırasıyla avansı yatırılmak suretiyle 17.02.2003 ve 09.02.2005 tarihlerinde satış talebinde bulunulduğu, bu tarihten sonra bedeli paylaşıma konu taşınmazın satış tarihi olan 16.03.2009 tarihine kadar 4 yılı aşkın bir süre başkaca da bir satış talebinde bulunulmadığı, böylelikle şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasındaki haczin İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince düşmüş olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında, şikayetçinin ihtiyati haczi, itirazın iptali davasının kabulü kararının verildiği 21.02.2001 tarihinde kesin hacze dönüşmüş olup, bu tarihten sonra şikayetçi tarafından 17.02.2003 ve 09.02.2005 tarihlerinde olmak üzere süresinde avansı yatırılmak suretiyle satış talebinde bulunulmuş, bedeli paylaşıma konu taşınmaz, şikayet olunanlardan T. 27.09.2013 Emlak Bankası A.Ş.'nin alacaklı olduğu Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3572 Esas sayılı dosyasında 16.03.2009 tarihinde satılmıştır. İİK'nda, süresinde satış istendikten sonra haczi ve satışı düşüren sebepler öngörülmemiş, sadece aynı Kanun'un 129/son maddesinde, ikinci ihalede alıcı çıkmazsa satış talebinin düşeceği düzenlenmiştir. İİK'nın 106 ve 110. madde hükümleri alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amacıyla getirilmiş olup, bu amaca uygun olarak şikayetçi tarafından İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık süre içerisinde İİK'nın 59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczi ve satışının ayakta olduğunun kabulü gerekir. Satışın da aynı iki yıl içinde yapılmasının zorunlu olduğu, aksi halde haczin düşeceği yönünde yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Alacaklıya yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmaktır. İİK'nın 123. maddesinde satış görevi, icra dairesine yüklenmiş olup, satış ne zaman yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebi ayaktadır. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir. İİK'nın kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamayacağını öngören 128/a-3 fıkrası, varılan bu sonucu bertaraf eden bir düzenleme değildir. Bu durumda şikayetçinin haczi, ilk haciz olup, mahkemece, şikayetçinin haczinin ve satışının ayakta olduğunun kabulü ile şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.