DAVA: Taraflar
arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR: Şikayetçi
vekili, sıra cetvelinin, yetkili olmayan İcra Müdürlüğü'nce ve müvekkili
bankanın alacaklı olduğu icra dosyasından İİK'nın 100. maddesine yarar bilgiler
usulüne uygun olarak alınmadan düzenlendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin
iptalini istemiştir.
Şikayet olunanlar
vekilleri, şikayetin reddini istemişlerdir.
İcra Mahkemesince,
sıra cetvelini yapma görevinin ilk haczi koyan İcra Müdürlüğünde olduğu ve
gerekli bilgiler toplanmadan sıra cetveli hazırlanamayacağı gerekçesiyle sıra
cetvelinin iptaline daire verilen karar, Dairemizin 15.12.2011 tarih ve 1831 E,
2598 K sayılı ilamı ile, şikâyetçinin takip tarihinin 1998 yılı içinde olduğu
ve ihtiyati hacizle başlayan takibe yönelik itiraz üzerine açılan itirazın
iptali davasının 2001 yılında sonuçlandığı, bu durumda, mahkemece, şikâyetçinin
haczinin İİK'nın 264. maddesi uyarınca kesin hacze dönüştüğü tarihin net olarak
belirlenmesi, aynı yasanın 106. ve 110. maddesi şartlarının değerlendirilmesi
suretiyle haczin ihale tarihinde düşüp düşmediğinin saptanması gerektiği, öte
yandan itirazın iptali davasının karar tarihi yerine, kararın kesinleşme
tarihini icrai hacze dönüşme tarihi olarak belirten raporun hükme esas
alınmasının da doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş; mahkemece, bozma ilamına
uyularak yapılan yargılama sırasında alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda,
şikayetçinin alacaklı olduğu Adana 2. İcra Müdürlüğü'nün 1998/655 E sayılı icra
dosyasında takip borçlusuna ait taşınmaza ilk olarak 02.03.1998 tarihinde
ihtiyati haciz konulduğu, borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali
davasının kabul edildiği 21.02.2001 tarihinde haczin kesinleştiği, haczin
kesinleştiği bu tarihten sonra, sırasıyla avansı yatırılmak suretiyle
17.02.2003 ve 09.02.2005 tarihlerinde satış talebinde bulunulduğu, bu tarihten
sonra bedeli paylaşıma konu taşınmazın satış tarihi olan 16.03.2009 tarihine
kadar 4 yılı aşkın bir süre başkaca da bir satış talebinde bulunulmadığı,
böylelikle şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasındaki haczin İİK'nın 106.
ve 110. maddeleri gereğince düşmüş olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar
verilmiştir.
Kararı, şikayetçi
vekili temyiz etmiştir.
Şikayet, sıra
cetvelinde sıraya ilişkindir.
Şikayetçinin alacaklı
olduğu icra dosyasında, şikayetçinin ihtiyati haczi, itirazın iptali davasının
kabulü kararının verildiği 21.02.2001 tarihinde kesin hacze dönüşmüş olup, bu
tarihten sonra şikayetçi tarafından 17.02.2003 ve 09.02.2005 tarihlerinde olmak
üzere süresinde avansı yatırılmak suretiyle satış talebinde bulunulmuş, bedeli
paylaşıma konu taşınmaz, şikayet olunanlardan T. 27.09.2013 Emlak Bankası
A.Ş.'nin alacaklı olduğu Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3572 Esas sayılı
dosyasında 16.03.2009 tarihinde satılmıştır. İİK'nda, süresinde satış
istendikten sonra haczi ve satışı düşüren sebepler öngörülmemiş, sadece aynı
Kanun'un 129/son maddesinde, ikinci ihalede alıcı çıkmazsa satış talebinin
düşeceği düzenlenmiştir. İİK'nın 106 ve 110. madde hükümleri alacaklının takibi
sürüncemede bırakmaması amacıyla getirilmiş olup, bu amaca uygun olarak
şikayetçi tarafından İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık süre içerisinde İİK'nın
59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir
daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczi ve satışının ayakta olduğunun
kabulü gerekir. Satışın da aynı iki yıl içinde yapılmasının zorunlu olduğu,
aksi halde haczin düşeceği yönünde yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Alacaklıya
yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmaktır. İİK'nın 123.
maddesinde satış görevi, icra dairesine yüklenmiş olup, satış ne zaman
yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebi ayaktadır. Dairemizin son uygulaması
bu yöndedir. İİK'nın kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren
iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamayacağını öngören 128/a-3
fıkrası, varılan bu sonucu bertaraf eden bir düzenleme değildir. Bu durumda
şikayetçinin haczi, ilk haciz olup, mahkemece, şikayetçinin haczinin ve
satışının ayakta olduğunun kabulü ile şikayetin kabulüne karar verilmesi
gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru
olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda
açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün, şikayetçi yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde
iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu
açık olmak üzere, 27.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.