Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5299 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8334 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; ...Ağız ve Diş Sağlığı' nda sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken davalıya, döner sermayeden 3.737,40 TL fazla ödeme yapıldığını, rızai olarak tahsil edilemediğini belirterek; 3.737 TL'nin ödeme tarihlerinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın İdare Mahkemesinde görülmesi ve hatalı ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içersinde açılmasının gerektiğini bu sürenin geçtiğini, zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin bir ihmalinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; bilirkişi raporunda tespit edilen miktarda sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 3.250,18 TL 'nin 03/08//2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Somut olayda; mahkemece inceleme yaptırılan uzman bilirkişinin 10.11.2012 tarihli kök raporunda; "...davaya konu alacağın varlığının ortaya konulabilmesi için, Döner Sermaye Ek Ödemelerinin Yönetmelik hükümlerine göre yapılan aylar itibariyle ayrıntılı olarak gösterilmesi, araştırma raporunda '...ek ödemelerin hesaplanmasında esas alınan tavan ek ödeme hesaplamalarının mevzuata uygun yapılmadığı' şeklinde belirtilen dilekçenin içeriğinin ayrıntılı olarak ilgili mevzuat bağlamında açıklanması, fark bordrolarının dava dilekçesinde fazla ödeme yapıldığı belirtilen ayların tamamı için ilgili kurumdan temin edilerek dosyaya sunulması ve fazla ödeme yapıldığı hususunun ilgili mevzuat bağlamında hesaben açık bir şekilde ortaya koyacak tablo halinde dosyaya sunulması istenilmiş, 18.07.2013 tarihli hükme esas alınan ek raporda " kök raporun sonuç bölümünde istenilen hususlara ilişkin bilgi ve belgenin sunulmamış olduğu ve sunulmasının mümkün olamayacağının anlaşıldığı" kanaatiyle dosyaya sunulan bordrolar üzerinden hesaplama ve inceleme yapılarak davacının 3.250,18TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.O halde, mahkemece yapılacak iş; bilirkişi kök raporunda getirtilmesi istenilen belgeler getirtilerek incelenmesi ile alınan bilirkişi raporuyla hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.