Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5294 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2005 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 18/06/2013 tarih, 2013/13782 Esas - 2013/22870 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mehmet Turan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlular vekilinin süresinde icra müdürlüğüne yaptığı borca itirazı ile takibin durması üzerine, alacaklı vekilinin icra mahkemesindeki başvurusunda, temlik eden Yapı Kredi Bankası ile dava dışı borçlular arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine bağlı hesapların 18.08.2004 tarihinde kat edilerek Beşiktaş 1. Noterliği'ne ait 18.08.2004 tarih ve 28990 yevmiye nolu ihtarname ile borçlulara tebliğ edildiği, borç ödenmeyince İzmir 1. icra müdürlüğünün 2004/6893 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin kesinleştiği, 16.03.2005 tarihinde alacaklı banka, kredi sözleşmesini imzalayan borçlular ile şikayete konu takibin borçluları olan Zeki ve Mustafa Değirmenci arasında "Borç Tasfiye Protokolü"nün imzalandığı, protokolde borçluların tüm borcu kayıtsız ve şartsız kabul ve ikrar ettikleri, alacağın önce Standard Bank Plc'ye oradan da Standart Varlık Yönetim şirketine temlik edildiği, alacağın Standard bank Plc'ye temlikine dair sözleşmeye davalı borçluların da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza atarak sözleşme tarihi olan 27.02.2008 tarihi itibariyle toplam alacak miktarının 72.548.845$ olduğu konusunda mutabık kalınarak borç miktarının borçlular tarafından kayıtsız ve şartsız ikrar edildiği, herhangi bir ödemenin yapılmamış olması nedeniyle daha önce haklarında takip yapılmayan davalı borçlular hakkında fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak takip başlatıldığını ileri sürerek itirazın kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, borçlular için düzenlenmiş bir hesap kat ihtarnamesinin bulunmadığı, takibe dayanak yapılan borç tasfiye protokolünün İİK'nun 68/1 maddesinde belirtilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olmadığı, protokol şartlarının yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği, dolayısıyla borçlular hakkında ilamsız takip yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.Somut olayda, genel kredi sözleşmesinin yanısıra 16.03.2005 tarihli borç tasfiye protokolü ile 20.02.2008 tarihli protokol takibe dayanak yapılmıştır. 16.03.2005 tarihli Borç Tasfiye Protokolünün borç ikrarı ve mutabakat başlıklı bölümünde, borçluların, protokolde belirtilen miktar kadar borcu kayıtsız ve şartsız kabul ve ikrar ettikleri, protokolün borçlular Zeki Değirmenci ve Mustafa Değirmenci tarafından da imzalandığı anlaşılmıştır. 20.02.2008 tarihli protokolün 3. sayfasında, 16.03.2005 tarihli Borç Tasfiye Protokolünden bahsedilerek amaç ve konu başlığı altında işbu protokolün sadece tanımlanmış borçları kapsadığının belirtildiği, protokolün 2. sayfasında protokol borcunun 20.500.000$ olarak belirlenerek alacaklının fazlasından feragat ettiği, ancak feragatin geçerli olabilmesi için protokolün 6. ve 7. maddelerine göre borçluların temlik alacaklısına 4.000.000$ ödemesi ve dava dışı borçlu Değirmenci Grubu'nun en az bir yıl vadeli 25.000.000$ işletme sermayesi kredisi temin edebileceğine dair deliller sunması şartına bağlı olduğunun belirtildiği, protokolün takip borçlularından sadece Zeki Değirmenci tarafından imzalandığı görülmüştür. Her ne kadar 20.02.2008 tarihli protokolde borç miktarının 20.500.000$ olarak belirlenmesi belli bir şarta bağlanmış ise de, öngörülen şart, tüm borcu ortadan kaldırmaya yönelik olmayıp alacaklının feragat ettiği 20.500.000$'ın üzerindeki kısma ilişkindir. Takip de toplam alacağın 1.000.000 TL'lik kısmı üzerinden yapılmıştır. Protokollerde alacaklının sorumluluğunu gerektirir bir şart da getirilmemiştir. Tarafların asgari belirledikleri borç miktarı olan ve feragat edilmeyen 20.500.000$'lık kısım için borç sabit olup, borçluların ikrarı ile bu kısım yönünden protokolün İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen nitelikte belge olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.06.2013 tarih ve 2013/13782 E., 2013/22870 K. Sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.