Özeti : 5233 sayılı Kanun’un zararları karşılanamayacak durumlar için aradığı "kasıt" unsurunun davacı açısından olayda gerçekleşmediği; davacının terör örgütüne yardım ve yataklık etmek suçundan "beraat" ettiği de dikkate alındığında; davacının evindeki zararın, "terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyet nedeniyle" meydana geldiği ve bu zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminine karar verilmesi gerektiği hakkında. Temyiz Eden (Davacı) : … Vekili : Av. … Karşı Taraf (Davalı) : Şırnak Valiliği İstemin Özeti : Mardin İdare Mahkemesi'nin 13.12.2007 tarih ve E:2006/577, K:2007/1964 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hâkimi : A. Habip Yıldırım Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, gereği görüşüldü: Dava; Şırnak İli, Cizre İlçesi, … Mahallesi, … Sokak'ta bulunan davacıya ait evin, terör örgütü üyeleri tarafından sığınak olarak kullanıldığından bahisle güvenlik kuvvetleri tarafından 18.7.1994 tarihinde yıkılması nedeniyle uğranılan zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Mardin İdare Mahkemesince; davacı tarafından kendisine ait evin içerisinde terör örgütünün kullanımı için sığınak yapımına ve kullanımına göz yumulduğu, kendi kasıtlı davranışı nedeniyle evinde zarar meydana geldiğinden, davacının uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanamayacağı; bu nedenle, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. 27.07.2004 tarih ve 25535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla kabul edilmiş olup; anılan Kanunun 2. maddesinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar ile 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar Kanun kapsamı dışında bırakılmış; aynı Kanunun 7. maddesinde; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden, davacının terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı, örgüt mensuplarını zaman zaman evindeki sığınakta sakladığının güvenlik kuvvetlerine ihbar edilmesi üzerine 18.7.1994 tarihinde Şırnak İli, Cizre İlçesi, … Mahallesi, … Sokak'ta bulunan davacıya ait evde arama yapıldığı; aramaya ilişkin tutanakta, "evin giriş kapısına göre ikinci katta bulunan sağ taraftaki banyoda, banyonun tabanında bulunan karoların oynak olduğunun görülmesi üzerine kapağın zorlanmak suretiyle açıldığı, burada 50x50 cm ebadında sığınağın giriş kapısının görüldüğü, kapağın açıldığında kapağın altında takriben iki metre yüksekliğinde 4x3 metre ebadında bir odanın olduğu ve odanın evin sağ tarafında bulunan araziye ikinci bir kapının açıldığının görüldüğü, bu kapının örgüt üyelerince tuzaklanmış olabileceğinden bahisle olay yerine bomba imha uzmanının çağrıldığının" belirtildiği; bomba imha raporunda ise, "sığınakların evin içerisinden birbirine geçişli olduğu, sığınağın içerinde üç çuval toz patlayıcı ile dinamit lokumlarının bulunduğu, bu patlayıcı maddelerin tehlike arz etmesi nedeniyle taşınmasının sakıncalı görüldüğü, bu nedenle de çevre emniyeti alınarak usulüne uygun bir şekilde imha edildiği, patlayıcıların infilakı neticesinde evin oturulamayacak şekilde hasar gördüğünün" belirtildiği; bu olaydan sonra davacının, terör örgütüne yardım ve yataklık etmek suçundan Diyarbakır 1. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığı; anılan Mahkemenin 17.3.199 tarih ve E:1998/304, K:1999/44 sayılı kararında, "sanığın üzerine atılı suçu yasa dışı terör örgütünün korku ve baskısı sonucunda işlediğinin anlaşıldığı, suçun manevi unsurunun oluşmadığı" gerekçesiyle davacının beraatine karar verildiği ve bu kararın da temyiz edilmeyerek kesinleştiği; davacının, evinin yıkılması nedeniyle uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yaptığı başvurunun, davacıya ait evin terör örgütüne ait sığınak olduğu gerekçesiyle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır Buna göre, 5233 sayılı Kanunun 2. Maddesinde belirtildiği üzere, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar ile 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar Kanun kapsamı dışında bırakılmış olup; zararın ortaya çıkmasında kişilerin kasıtlı hareketlerinin bulunmaması halinde, bu kişilerin uğradıkları zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmininin hukuka ve kanunun amacına uygun olacağı açıktır. Bu durumda, terör örgütüne yardım ve yataklık etmek suçundan Diyarbakır 1. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanan davacının, anılan Mahkemenin 17.03.199 tarih ve E:1998/304, K:1999/44 sayılı kararı ile "sanığın üzerine atılı suçu yasa dışı terör örgütünün korku ve baskısı sonucunda işlediğinin anlaşıldığı, suçun manevi unsurunun oluşmadığı" gerekçesiyle beraatine karar verildiği ve bu kararın da temyiz edilmeyerek kesinleştiği; dolayısıyla 5233 sayılı Kanunun zararları karşılanamayacak durumlar için aradığı "kasıt" unsurunun davacı açısından olayda gerçekleşmediği; davacının terör örgütüne yardım ve yataklık etmek suçundan "beraat" ettiği de dikkate alındığında; davacının evindeki zararın, "terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyet nedeniyle" meydana geldiği sonucuna varıldığından; davalı idare tarafından, davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın, "terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyet nedeniyle" meydana geldiği dikkate alınarak, uğranılan zararın tespit edilmesi ve bu zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminine karar verilmesi gerekirken, başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup; İdare Mahkemesi tarafından da, bu gerekçe ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolundaki kararda hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulü ile Mardin İdare Mahkemesi'nin 13.12.2007 tarih ve E:2006/577, K:2007/1964 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 12.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.