Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5276 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 966 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, dava dışı borçlu ... adına kayıtlı aracın icra yoluyla satılması üzerine satış bedelinden arta kalan tutarın araç üzerinde haczi bulunan tüm dosyaların alacaklarını karşılamaması nedeniyle 12.07.2012 tarihli sıra cetvelinin tanzim edildiğini, düzenlenen cetvelde müvekkili alacağı ile davalı kurum alacağı arasında garameten paylaştırma yapıldığını, ancak satış bedelinin tamamının müvekkiline verilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile bedelin tamamının müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, mahkemenin görevsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 6183 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca, satış bedelinin tamamının ilk haczi yapan kamu kurumu olan davacıya ödenmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptaline, satış bedelinin tamamının davacı alacaklıya ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, sıra cetvelinde garameten paylaştırmaya itiraza ilişkindir.Borçluya ait mahcuz malın satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse, dava yoluyla genel mahkemede (İİK'nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK'nın m.142/son) ileri sürülmelidir.Bu durumda mahkemece, davacının alacağının davalı vergi dairesi ile garameten paylaştırma yapılmasına itiraz ettiği, diğer anlatımla davalı alacağının doğumuna (esasına) ve miktarına yönelik bir iddiada bulunmadığı, itirazın takip hukukuna ilişkin hesaplamaya yani sıraya yönelik olduğu gözetilerek HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davalı vekilinin görev itirazının reddi ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, 30.07.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 13.08.2012 olarak yazılması da doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, davalı vekinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.