Tebliğname No : 1 - 2012/236891MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 15/05/2012, 2010/488 (E) ve 2012/273 (K)SUÇ : Kasten yaralama, iştirak halinde kasten yaralama, 6136 sayılı Kanuna muhalefetTÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Mehmet Ali’nin mağdur Veysel'e karşı eyleminin sübutu kabul edilmiş, takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin meşru savunma hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Oluşa, dosya içeriğine ve kabule göre; Sanık Mehmet Ali ile mağdur Veysel'in aileleri aralarında miras paylaşımının nasıl olacağına ilişkin anlaşmazlık nedeniyle husumet bulunduğu, Mehmet Ali'nin üvey kardeşi Mehmet Salih'in yola taş dökmesi üzerine aileler arasında gerginliğin arttığı, olay günü mağdur Veysel ile kardeşi Metin ve babası İsmail tarafından Mehmet Ali ve Mehmet Salih'in birlikte yaşadıkları evlerinin camlarının taşlanarak kırıldığının iddia edildiği, olay yeri inceleme raporunda da iki adet camın kırık olduğunun belirtildiği, husumetli ailelerin bu nedenle kalabalık bir biçimde kavga etmeye başladıkları, Mehmet Ali'nin ruhsatsız tabancası ile Veysel’e iki el ateş ederek sol bacak ve sağ kola isabet sağladığı, sağ koldaki sinir yaralanmasının kolun işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğu, bacakta hayat fonksiyonlarına etkisi ağır (6.derece) olan tibia ve femur parçalı kırıkları meydana geldiği, yaraların hayati tehlike oluşturduğu olayda;a- Kullanılan silahın elverişliliği, atış sayısı, hedef alınan vücut bölgeleri dikkate alındığında, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının, öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek öldürmeye teşebbüs yerine yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması;b- Sanığın savunmasında mağdur ve ailesinin evinin camlarını kırmaları üzerine olayın çıktığını belirtmiş olması karşısında, ilk haksız hareketin kimin tarafından yapıldığının tespit edilip sonucuna göre haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, CMUK'nun 326/son maddesinin gözetilmesine 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.