MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARBorçlu vekili, müvekkili belediye aleyhine icra takibine başlanıldığını, 6552 Sayılı Yasa'nın 123. maddesi ile 5393 Sayılı Yasa'ya Geçici 8. maddesine istinaden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, ... tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu karara itiraz edilmesi üzerine dosyanın temyiz incelemesine gönderildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin ... tarih, ... sayılı ilamı ile ''6552 Sayılı Kanun'un 123. maddesi ile 5393 Sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddenin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır şeklinde açıkça belirtildiği, bu durumda icra müdürlüğüne 6552 Sayılı kanunun 121. maddesi ile 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan mevcut hacizlerin kaldırılması şeklinde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu'' gerekçesi ile kararının bozulduğu, bunun üzerine mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek Bitlis İcra Dairesi'ne 6552 Sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince talimat verilmesine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15. maddenin son fıkrasına "İcra Dairesi'nce haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamaz" hükmü eklenmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin 17/06/2015 tarihli ve Esas: 2014/194, Karar: 2015/55 sayılı Kararı ile birinci cümledeki "ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır." ve son cümlesindeki “veya kamu hizmetini aksatacak” ifadeleri iptal edilmiştir.Yine aynı Yasa'nın 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddede “15'inci maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” hükmü ise Anayasa Mahkemesi'nin 17/6/2015 tarihli ve Esas: 2014/194, Karar: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilerek yürürlükten kaldırılmıştır.Bu durumda Geçici 8. maddenin iptal edilmesi ile 6552 sayılı Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceğinin kabulü gerekir.İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanun'un 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması veya gösterilen malların alacağı karşılamaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekirSomut olayda, Dairemizce yapılan bozma kararından sonra yukarıda açıklandığı şekilde 6552 sayılı Yasa iptal edildiğinden, bozma kararı ve bozmaya uyularak verilen hükmün dayanağı kalmamıştır. Ayrıca takip 11.11.2013 tarihinde başlatılmış olup 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümleri uygulanamayacağından şikayetin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildirSONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.