Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalılardan T.. Tur…..Ltd. Şti’den 3 günlük yılbaşı- kurban bayramı programı satın aldıklarını, diğer davalı Yeni Halıcı..A.Ş’ye ait otelde rezervasyon yapıldığını, ancak vaat edilen koşulların bulunmaması ve kötü muamele nedeniyle tatil yapamadıklarını ileri sürerek, ödenen 1.068,00 YTL bedelin iadesi ve her bir davacı için 2.500,00 YTL olmak üzere toplam 10.000,00 YTL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 1.068- YTL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, vaat edilen koşulların bulunmaması ve kötü muamele nedeniyle tatil yapamadıklarını belirterek, manevi tazminat talep etmişlerdir. Borçlar Kanunu’nun haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin kuralları düzenleyen 49. maddesi, kıyas yoluyla aynı kanunun 98/2 maddesi ile sözleşmeye aykırı davranışlara da uygulanır. Sözleşme hükümlerine aykırılık hallerinde, bu aykırı davranış, eğer kişilik haklarını ihlal etmişse ve Borçlar Kanununun 49.maddesinde öngörülen koşulların varlığı sabitolursa, o takdirde manevi tazminata hükmedilebilir. Dava konusu olayda, davacıların ailesi ile birlikte tatil yapmak üzere gittiği otelin grubun gelişine hazırlanmadığı, otel çalışanlarının kim olduğunun anlaşılamadığı, otelin ısıtma sisteminin yetersiz olduğu, davacıların 30 Aralık gecesini soğukta geçirmek zorunda kaldıkları ve aynı ayarda başka bir otele geçişlerinin sağlanmadığı, davalı T... Tur…Ltd. Şti’nin otelin hazır olup olmadığını kontrol etmediği dosya kapsamı ile sabit olup; bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, davacıların kişilik hakları, davalılar tarafından hukuka aykırı biçimde ihlal edilmiştir. O halde, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile saldırının niteliği göz önüne alınarak davacılar yararına makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, kişilik haklarına saldırı oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 15.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.