Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5093 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5682 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait bir adet büyükbaş hayvanın elektrik direğindeki kaçak nedeniyle telef olduğunu belirterek 5.000 TL nin 17.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirketin olayda kusurunun bulunmadığını, olayın meydana geldiği trafonun bakımlarının periyodik olarak yapıldığını, olaydan önce gelmiş bir arıza ihbarının bulunmadığını, dava konusu inek için istenen 5.000 TL bedelin fahiş olduğunu,..... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın .... nolu dosyasında ölen inek bedelinin 3.750 TL olarak tespit edildiğini, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kabulüne, 5.000 TL'nın haksız fiil tarihi olan 17/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini talebine ilişkindir.Sorumluluk hukukunun ilk amacı bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ve zararı aynen veya nakden gidermek, zarar verici olay sonunda zarar görenin malvarlığında eksilmiş olan değer yerine, nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar verenin, yerine getirmekle zorunlu olduğu bu yükümlülüğe, tazminat yükümlülüğü denilir. Tazminat yükümlülüğünün, yani zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, herşeyden önce, zararın hesaplanması gerekir. Zarar verenin ödeyeceği tazminat gerçekleşen zararla sınırlı olup, hiçbir zaman zararın azami miktarını geçemez.BK. 42/1'e göre zararı ispat etmek davacıya düşer. Kural olarak davacı, uğranılan zararın hem varlığını, hem de miktarını ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, bir şeyin telef olmasında zarar miktarını ispat etmek çok zor olduğundan bu ispat zarar görenden beklenilemez. Bu takdirde hakim BK. 42/2 gereğince olayların normal akışını, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, almış olduğu tedbirleri göz önünde tutarak zarar miktarını hakkaniyet esaslarına göre tespit eder. Bu halde zararın varlık ve miktarının tespitinde hakim geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Hakimin buradaki takdir yetkisi, zararın ispatına ilişkin delillerin takdiriyle ilgilidir. Zarar miktarının belirlenmesinde haksız fiilin işlendiği andaki durum göz önünde tutulur.Somut olayda; davalı elektrik idaresine ait elektrik direğindeki kaçaktan dolayı davacıya ait ineğin öldüğü ve davacının zarara uğradığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2013/7348 nolu dosyasında ifadesi alınan davacı ölen hayvanın gebe olduğunu belirtmediği gibi 17.04.2013 tarihli veteriner hekim raporunda hayvanın gebe olup olmadığına ilişkin bir hususa değinilmeden hayvanın piyasa değerinin 3.750 TL olduğu belirtilmiş, yargılama sırasında dinlenen tanıklar hayvanın 2-3 aylık gebe olduğunu beyan etmiş, duruşmada dinlenen veteriner hekim ise tanık anlatımlarına dayalı olarak hayvanın gebe olduğunu ve fiyatının 5.000 TL olduğunu belirtmiştir. 17.04.2013 tarihli veteriner hekim raporunda hayvanın gebe olduğuna dair bir tespit bulunmamaktadır. Bu şekilde raporlar arasında çelişki oluşmuştur.O halde; mahkemece, hayvanın gebe olup olmadığının tespit edilmesi, gerekirse 17.04.2013 tarihli raporu düzenleyen veteriner hekimlerin dinlenerek çelişkinin giderilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.