Taraflar arasındaki “ihtiyati haciz kararı verilmesi” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesince talebin reddine dair verilen 22.01.2013 gün ve Değişik İş E:2013/49, K:2013/49 sayılı kararın incelenmesi ihtiyati haciz talep eden/alacaklı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 29.05.2013 gün ve E:2013/8131, K:2013/11101 sayılı ilamı ile;(...İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili ile borçlu Mertim İnş. Ltd. Şti. arasında genel kredi ve teminat sözleşmeleri düzenlendiğini, diğer borçluların sözleşmelerin kefili durumunda olduklarını, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi sebebiyle kredi hesaplarının kat edildiğini ve kredi hesaplarından kaynaklanan alacaklarının ödenmesi amacıyla noter aracılığıyla borçlulara ihtarname gönderildiğini, buna karşın söz konusu borçların ödenmediğini ileri sürerek, teminat mektubu komisyon bedelinden kaynaklanan nakit alacağı, mer’i teminat mektupları ile çek riskinden oluşan gayri nakit alacakların toplamı olan 879.400 TL gayri nakit alacağın borçlulardan tahsilini teminen borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, alacaklının gayri nakdi kredi nedeniyle depo talep hakkının varlığının ancak yargılama ile anlaşılabileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati haciz kararı verilmesini isteyen alacaklı vekili temyiz etmiştir.Talep, bankacılık işleminden kaynaklanan ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı verilmesini talep eden alacaklı vekili, müvekkili banka ile Mertim İnşaat Ltd. Şti. arasında düzenlenen sözleşmeler ile adı geçen şirkete kredi kullandırıldığını, diğer borçluların ise kredi sözleşmelerinin müteselsil borçlu ve kefilleri olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan inceleme sonunda yukarıda değinilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.Dosya içinde mevcut kredi sözleşmelerini Mertim İnşaat Ltd. Şti’nin borçlu, diğer davalılar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamışlardır. Sözleşmenin 13. maddesi hükmüne göre, gayrinakdi kredi bedellerinin bankaya depo edilmesinin her zaman banka tarafından istenebileceği şart koşulmuş ve borçlu kefiller de bu sözleşmeyi imzalayarak bu şartları aynen kabul etmişlerdir. Kaldı ki Mertim İnşaat ve Tic. Ltd. Şti’ne kullandırılan gayrinakdi kredi bedelleri için hesap kat edilerek alacak muaccel hale gelmiştir. Bu itibarla mahkemece, gayrinakdi krediler yönünden bankanın alacağının varlığının ancak yargılamayla belirlenebileceği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: İhtiyati haciz talep eden/alacaklı banka vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz talep eden alacaklı banka vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize ihtiyati haciz talep eden/alacaklı banka vekili getirmiştir.Hukuk Genel Kurulunda uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 258.maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz talebini ret eden yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin Yargıtay Özel Daire kararına karşı direnme kararı verilmesinin mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp tartışılmıştır.Ön sorunun çözümü için uygulanması gereken mevzuatın açıklanmasında yarar vardır.İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 257 ilâ 268. maddeleri arasında yer almaktadır.Bilindiği üzere, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan mallarını, alacaklarını ve diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir (İİK. m.257).Eldeki uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin hükmün temyizine yönelik olup, bu husustaki düzenleme İİK’nun 258. maddesinde yer almaktadır.Anılan yasa hükmü aynen; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.(Ek fıkra:17/07/2003-4949 S.K./60.md.; Değişik fıkra:02/03/2005-5311 S.K./16.md) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” şeklindedir.Yasa hükmünde, bölge adliye mahkemesinin verdiği kararın kesin olacağı açıkça belirtilmiş durumdadır.Şu durumda, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme kararına karşı, alacaklı tarafından istinaf (istinaf mahkemeleri inceleme tarihi itibariyle henüz faaliyete geçmediğinden temyiz) yasa yoluna başvurulması üzerine, Özel Dairece verilen bozma kararı, İİK’nun 258.maddesi gereğince kesindir. Kesin nitelikteki bu bozma kararına karşı yerel mahkemece, direnme kararı verilmesinin usulen olanaklı olmadığına Kurul çoğunluğunca karar verilmiştir.Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.07.2013 gün ve E:2013/11-38, K:2013/1061; 24.12.2014 gün ve E:2014/11-565, K:2014/1079; 04.11.2015 gün ve E:2014/11-559, K:2015/2409 sayılı ilamları da aynı yöndedir.Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler esnasında bir kısım üyelerce; bozma ilamına karşı yerel mahkemenin direnme kararı verebileceği, zira İİK’nun 258.maddesinin, 02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 16.maddesi ile değiştirilen madde metninin önceki halinde yer alan son fıkranın “İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir.” şeklinde düzenleme içerdiği, kararın kesin olacağına yönelik bir düzenlemenin yasanın önceki halinde mevcut olmadığı, 5311 sayılı Kanunla bu konuda getirilen farkın “kesinliğe” ilişkin olduğu, bu nedenle de, 5311 sayılı Kanunun 29. maddesiyle İİK’na eklenen geçici 7. maddenin hükmü uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında İİK’nun 5311 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi nedeniyle 5311 sayılı Kanun ile yapılan bu “kesin hüküm” değişikliğinin henüz yürürlük kazanmadığı, bu itibarla Yargıtay bozma ilamının kesin olduğunun söylenemeyeceği ifade edilmiş ise de, çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmeyerek, ihtiyati haciz kararlarının acil sonuçlar doğuran niteliği gereği yasa koyucunun iradesinin nazara alınmasının gerektiği, istinaf mahkemesinin vereceği kararın kesin olması karşısında, bu konuda Yargıtay tarafından verilen kararın da kesin olacağı ve İİK’nun 265.maddesinde de bu yönde düzenleme bulunduğu belirtilerek, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan yasa yolu başvurusu sonucu verilen bozma kararının kesin olduğuna karar verilmiştir.O halde, kesin nitelikteki Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yasa hükmü göz ardı edilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Bu nedenle, ön sorunun kabulü ile kesin nitelikteki bozmaya uyularak karar verilmek üzere direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ:İhtiyati haciz talep eden/alacaklı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.04.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
EMSAL ÜCRET ARAŞTIRMASI • SENDİKALAR MESLEK KURULUŞLARI
4857 sayılı İş Kanunu'ndan 32.maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.Kanun'un kabul ettiği sınırlar içinde tarafl
İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icra takibine konu yapılamaz.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?