Mahkemece, davacının yazılı başvurusu ve Kaymakamlık oluru ile, 12.10.1992 tarihinden başlayarak, başvurunun her öğretim yılı başında yapılması suretiyle, 30.11.1996 tarihine kadar ücretli öğretmen olarak çalıştığı 22.09.1997 tarihinde ise kadrolu öğretmen olarak atandığı, davacının ara vermeksizin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretmen ataması yapıldığı, bu nedenle, 506 S.K.'nun 79. Maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin geçmediği kabul edilmiş ve bu gerekçeyle hüküm kurulmuştur.Davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekili ile davalı SGK vekili, aşamalardaki savunmalarında ve temyiz dilekçesinde, 30.11.1996-22.09.1997 tarihleri arasında hizmete ara verilmesi nedeniyle davanın zamanaşımından reddi gerektiğini belirtmiştir.Dava, 506 Sayılı Kanun'un 79/10. Maddesine göre açılmış bir hizmet tespiti davasıdır. 506 Sayılı Yasa'nın 79/10 maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren (işyerinden ayrıldıkları yılın sonundan itibaren) 5 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeye başvurarak dava açtıkları ve iddialarını kanıtladıkları takdirde, mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları sigortalı hizmet olarak değerlendirilir. Öte yandan,çalışma ilişkisinin kesintisiz biçimde sürdüğü durumlarda; bir başka anlatımla blok çalışmanın varlığı halinde ise, bildirim dışı çalışmalara ilişkin iddia yönünden 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak,Blok çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınmalıdır. Hak düşürücü süre yönünden somut olay hakkında yapılacak değerlendirmede; davacının hak düşürücü süre içinde Kuruma başvurduğuna veya dosya içinde yer alan Kaymakamlık Makamı'na konu ile ilgili başvurusunun Sosyal Sigortalar Kurumun'a iletildiğine, yani, Kurumun bu şekilde konuya muttali olduğuna dair bir bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında, davacının çalışmasının blok çalışma niteliğinde olmadığı, nizaya konu çalışma süresinin sona erdiği 30.11.1996 tarihinden itibaren 5 yıllıkhak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.