Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 505 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 108 - Esas Yıl 2011





Taraflar arasındaki "ihalenin feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 6.İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 17.06.2008 gün ve 2005/119 E., 2008/470 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile fer'i müdahil vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 16.03.2009 gün ve 2008/25428 E., 2009/5393 K. sayılı onama ilamı ile onanmış; davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile yine Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 12.01.2010 gün ve 2009/29694 E., 2010/178 K. sayılı ilamı ile; ("……7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanununun 41. ve HUMK.nun 62, 68.maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, icra müdürlüğünce satış ilanının borçlu şirkete, 05.11.2004 tarihinde Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edilerek satışın yapıldığı, Bursa 3. İcra Mahkemesinin 30.06.2004 tarih ve 2002/108 esas, 2004/489 karar sayılı kararının incelenmesinde, borçlu vekili Av. İ.... Ş..... tarafından karşı dava olarak kıymet takdirine itiraz edildiği ve bu kararın alacaklı vekilince 27.07.2004 tarihinde icra takip dosyasına ibraz edildiği ve dosya içinde mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda borçlunun icra takip dosyasında vekil ile temsil edildiği anlaşılmış olmakla, satış ilanının da vekile tebliği yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca zorunludur. Borçlu vekili Av.İ…….. Ş……..'a veya başka bir vekile satış ilanının tebliğe çıkarılmadığı anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu maddenin uygulanabilmesi için muhataba usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat olmalıdır. Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise anılan madde hükmü uygulanmaz. Her ne kadar Bursa 6.İcra Mahkemesinin 2004/631 esas sayılı dosyası ile borçlu vekili Av.F.T……. K…….. 24.11.2004 tarihinde satışın durdurulmasını istemiş ve yine satış sırasında hazır bulunmuş ise de, satış ilanı borçlu vekiline tebliğe çıkarılmadığından ve usulsüzde olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olması, İİK.nun 127.maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmaz. Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir...") gerekçesiyle borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 16.03.2009 tarih ve 2008/25428 esas 2009/5393 karar sayılı onama ilamı kaldırılıp; karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davacı ve fer'i müdahil vekilleri HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ihalenin feshi istemine ilişkindir. Davacı-borçlu K…….. S…….. M…….. Ü……. Ve Pazarlama AŞ vekili dava dilekçesinde özetle, şirketlerine ait taşınmazların ihale yolu ile satıldığını, satış dosyasında ihale ilanının şirketlerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, ayrıca satışa konu taşınmazları üzerindeki haciz ve takyitleri ile birlikte satın alarak borçlu yerine kaim olan davalı şirketin takip borçluları gibi ihaleye katılma hakkı bulunmamasına rağmen, ihaleye katılması hususunun da fesih nedeni olduğunu beyanla ihalenin feshini (bozulmasını) talep ve dava etmiştir. Davalı-ihale alıcısı B…….. K………. T……. Sanayi Ve Ticaret Ltd Şirketi vekili ile davalı-alacaklı U……..D…….. K……..Sanayi ve Ticaret AŞ vekili, davanın süresinde açılmadığını, ihale tutanağında davacı-borçlu K…….. A.. vekili Av.T…….. K………'in imzasının bulunduğunu ve yine davacı-borçlu şirket vekilleri tarafından her iki satış gününden önce çeşitli mahkemelere açılan davalar ve tedbir talepleri ile satışın durdurulmasının istendiğini, bu nedenle davacı şirketin satışı bilmediğinden bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davacı yanında fer'i müdahil C…….. Y……..vekili, davacı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmadığından davanın süresinde açıldığını, gömlek dosya ile ihale yapılmasının usulsüz olduğunu ve iki yıllık süre geçtiğinden takibin düştüğünü belirtmiştir. Yerel mahkemece "ihalenin feshi davasının satıştan itibaren yedi gün içinde açılması gerektiği, davacı şirketin ihale sırasında hazır bulunan avukatının davacı vekili olarak açtığı davada satışın durdurulmasını talep ettiği ve bu durumun satışın davacı şirket tarafından satış gününden önce öğrenildiğini gösterdiği, ancak öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açılmadığı" gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine dair verilen karar, Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur. Yerel Mahkemece önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle ilk kararda direnilmiş; kararı davacı vekili ile fer'i müdahil vekili temyiz etmiştir. I-Fer'i müdahil vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede; Yerel mahkemece verilen davanın reddine dair karara karşı fer'i müdahil vekili tarafından yapılan temyiz itirazları Özel Dairece reddedildiğinden, direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle, fer'i müdahil vekilinin temyiz dilekçesinin reddine oybirliğiyle karar verildi.