Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4902 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22509 - Esas Yıl 2008
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar anısında uyuşmazlık konusudur.Fazla çal ı ş ı na yapağını iddia eden i ş çi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına iliş kin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Bordroda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını türlü delille ispat edebilir.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla Olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir vazıh belge ile bordroda vazıh olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ela ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının vazıh delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılması olanaklı değildir. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, i ş çinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden süz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğar. 0 halde üst düzey yönetici bakımından ş irketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir, işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planlan ile is çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak pirim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden pirim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır, işçiye eklenen satış priminin hızla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri ram olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin avlık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.Günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağını ve zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez (m.69/3). Bu hale günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde 7.5 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararı bu yöndedir(Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2007, 40862 K, 2009/ 17766 K).Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da. İş Kanununun 41. maddesinde yazılı olan fazla çalışma süresinin toplamı bir «1da iki yüz vermiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir. Dairemizin kökleşmiş uygulaması bu yöndedir(Yargıtay 9.HD. 18.1 1.2008 gün 2007/32717E,2008/31210 K.).Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir, işyerinde çalışma (.Düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan ^anıkların anlatımlarına değer verilemez.Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı Is Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay'ca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halını almıştır(Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/ 2585" F, 2008/ 20656 K., Yargıtay 9.HD. 28.4.20(15 gün 2004/ 24308 İğ 2005/ 14779 K ve Yargıtay 9. 1ID. 9.12.2004 gün 2004/11620 E. 2004/ 27020 K).Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, bir isçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak fazla çalışma yapması hayatın olağan akısına arkındır.Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmazdır. Böyle olunca fazla çalışma ücretinden bir indirim yapılması gerçek duruma uygun düşer. Fazla çalışma ücretinden indirim, taktiri indirim yerine, kabul edilen hızla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisim avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kışını için davalı kararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışmanın takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.Somut olayda fazla çalışma işveren kayıtlarına dayanmaktadır. Bilirkişi ek raporunda 201)4 yılı alacakları hesaplanmış ye mahkemece de bu miktar hüküm altına alınmıştır. Dosya arasında bulunan mesai çizelgeleri doğrultusunda 2002 ve 2003 yılları açısından da değerlendirme yapılarak bu yıllara ilişkin alacağın da hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdırSONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda vazıh sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.