Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4885 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9680 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 07.05.2014 gün ve 2014/133 Esas, 2014/3530 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı vekili, bedeli paylaşıma konu taşınmazların satışı üzerine, 20.000,00 TL tutarındaki satış bedelinin ipotek alacaklısı davalıya ödendiğini, davalının alacağının bu miktarda olmadığını, zira, ,,,2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/674 E. sayılı dosyasında tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde, takip borçlusundan 15.000,00 TL alacağı olmasına rağmen, ipoteğin 20.000,00 TL olarak düzenlendiğini, bu borcun da 14.100,00 TL'sinin kendisine ödendiğini beyan ettiğini, bu itibarla davalının 900,00 TL alacağı kaldığını, öte yandan, alacağının muvazaalı olduğunu, diğer alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla, borçlu ile danışıklı olarak söz konusu ipoteğin tesis edildiğini ileri sürerek, sıra cetveli kapsamında davalıya yalnızca 900,00 TL ödenmesini, bakiye 19.100,00 TL'nin sıra cetvelindeki sıraya göre ödenmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde, ipotekli alacağı muvazaalı olduğundan satış bedelinin davalıya ödenmemesini ve 20.000,00 TL'nin sıra cetvelindeki sıraya göre diğer alacaklılara ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ,,,2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/674 E. sayılı dosyasında beyanda bulunanın müvekkili değil, müvekkilinin babası olduğunu, bu beyanların müvekkilini bağlamadığını, 20.000,00 TL bedelli ipoteğin takip borçlusu ile müvekkili arasındaki ticari bir ilişkiden kaynaklandığını, ipotek nedeniyle her hangi bir ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, ipoteğe konu 15.000,00 TL borcun 14.100,00 TL’sinin ödendiği ve bakiye 900,00 TL borç bulunduğundan bahisle, davanın kabulü ile davalıya 20.000,00 TL ödenmesine ilişkin derece kararının iptali ile davalıya 900,00 TL ödenmesine ve bakiye 19.100,00 TL’nin sıraya göre ödenmesine dair verilen ilk karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 29.05.2012 tarih ve 2079 E., 3771 K. sayılı ilamıyla, davalının alacağının resmi belge niteliğindeki ipotek belgesine dayandığı, aksinin ancak resmi nitelikteki delillerle kanıtlanabileceği, bu ilke gözardı edilerek, davalının babası Mehmet Karadadaş’ın ,,,2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/674 esas ve 2007/380 karar sayılı dosyasındaki ipotek bedeli ile ilgili beyanına itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı, bu durumda, davacının muvazaaya yönelik terditli talebi ile ilgili olarak işin esasına girilerek ve taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, ipotek belgesinin resmi belge niteliğinde olduğu, aksinin ancak resmi nitelikteki deliller ile kanıtlanabileceği, davacının da muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı sonucuna varılarak, davanın reddine dair verilen ikinci kararın da davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07.05.2014 tarih ve 133 E, 3580 K sayılı ilamıyla, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklının, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun belgelerle ispatlaması gerektiği, öte yandan, bu dava türünde sıra cetvelinin iptali yerine iddia, savunma ve varılan sonuç çerçevesinde, davacı alacağının davalılara ayrılan paydan öncelikle ödenmesine, artan tutar kalırsa bunun davalılara bırakılmasına karar verilmesinin gerekli bulunduğu, somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen ispat külfeti ile ilgili belirtilen ilkeye aykırı olarak ispat külfetinin davacıda olduğu ve davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek bozulmuştur.Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 25.06. 2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.