Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız elatma nedeniyle müdahalenin men'i ve kâl” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .... Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.11.2012 gün ve 2012/197 E. 2012/276 K. sayılı kararın incelenmesi ..... istenilmesi üzerine, Yargıtay .... Hukuk Dairesinin 18.04.2013 gün ve 2013/2896 E. 2013/7602 K. sayılı ilamıyla;(…Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma kararına uyularak, dava konusu taşınmaza 1953 tarihinde el atıldığı, bu nedenle 5999 sayılı yasa ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 6. maddenin bu davada uygulanamayacağı belirtildikten sonra, Kamulaştırma Kanununun 38. maddesinde öngörülen 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmaza 1953 tarihinde el atıldığının kabulü halinde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değil 221 sayılı yasanın uygulanması gerekir. Ancak; kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası, mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğu tapu kaydı veya mahkeme kararı ile sabit olan taşınmazlar için açılabilir. Dava konusu taşınmazın senetsizden 14.02.1966 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti ile önceki malik adına tescil edildiği anlaşıldığından, malikin dava açma hakkı bu tarihten itibaren doğmaktadır. Bu nedenle 221 sayılı Yasanın uygulanma olanağı da bulunmamaktadır. Bu husus 08.07.2010 günlü Bozma kararımızda da açıkça ifade edilmiştir.Davacının taşınmaza sahip olduğu 14.02.1966 tarihinden itibaren dava hakkının doğduğu ve 5999 sayılı Yasanın Geçici 6. maddesi gözetildiğinde 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, taşınmazına el konulan davacı el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, bu eylemli duruma razı olduğu takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası da açabilir.Davacı baştan beri taşınmazına el atmanın önlenmesi ve kal talep ettiği gözetilerek, işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştirHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kamulaştırmasız elatma nedeniyle müdahalenin men'i ve kâl istemine ilişkindir.Davacı vekili; müvekkiline ait Vakıfgeçitveren Köyü 1261 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmaksızın el atılarak yola çevrilmesi nedeniyle kullanılamadığını, taşınmazın üzerindeki müdahalenin sonlandırılması ve asfaltın sökülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; İl İdare Kurulunun 27.02.1952 gün ve 101 sayılı Menafi-i Umumiye Kararı gereğince kamulaştırma işleminin ikmal edildiğinden, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra kamuya ait yolların sonradan 3. kişi adına tapuya tescil edilse bile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, taşınmaza 1953 yılında el atıldığından 5999 sayılı Kanunla 2942 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddesinin uygulanamayacağı, 04.11.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 10.04.2003 gün ve 2012/112 Esas, 2003/33 Karar sayılı kararı ile iptal edilen 2942 sayılı Kanunun 38. maddesinde öngörülen 20 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu ve mülkiyetin davalı idareye geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 2942 sayılı Kanunun 38. maddesini iptal eden, 04.11.2013 gün 25729 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, 10.04.2003 gün 2002/112 E. 2003/33 K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararının, iptal tarihine kadar yirmi yıllık hak düşürücü süresi dolmuş bulunan eldeki davaya etkili olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz malikinin sadece tazminat davası açabileceğini düzenleyen kuralın malikin el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası gibi mülkiyet hakkından kaynaklanan davaları açmasını yasakladığını, böylece hak arama özgürlüğünü bu davalar yönünden ortadan kaldırdığını, 22/02/2013 tarih ve 28567 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 01/11/2012 gün ve 2010/83 E., 2012/169 K. sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddede yer alan "sadece" ibaresinin iptaline ilişkin kararın, Özel Daire bozma kararına ilave edilmesi suretiyle hükmün bozulması gerektiği ifade edilmiş ise de, çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmemiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.04.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
ZAMANAŞIMINI KESEN SEBEPLER • İCRA TAKİBİ
(.Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.Yanlar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından yüklenici tarafından açılacak alacak davası Borçlar Kanunu’nun 12
eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır.
(...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136
Tapuya güven ilkesi - Kötüniyet iddiasının itiraz niteliğinde olduğu
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT (TERDİTLİ)Taraflar arasında birleştirilek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat (terditli) davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... v
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?