MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının taşınmazda kullanabileceği bir alan bulunmadığı gerekçesi ile paya vaki elatmanın önlenmesine, intifadan men koşulunun gerçekleştiği gerekçesi ile de ecrimisil isteminin kabulüne karar verilmiştir.Çekişmeli taşınmazın davacı ve davalı adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu sabittir.Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., Borçlar Kanunu'nun (BK) 213., Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.O hâlde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.Somut olaya gelince, paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluştuğu, krokide C harfiyle gösterilen (2850 m2) bölümün davalı, D (5600 m2) harfiyle gösterilen bölümün davacının kullanımına bırakıldığı anlaşılmaktadır.Taraf vekilleri 21/03/2014 tarihli keşifte davacı kullanımına bırakılan D bölümünün 2010 yılından önce Saray Halı, 2010-2013 Eylül ayı arasında davalı tarafından, 2013 yılı Eylül ayından itibaren de dava dışı Berrin’in kiraya verdiği kişi tarafından kullanıldığını bildirmişlerdir.Dava tarihi itibari ile, fiili paylaşıma göre davacının kullanımına bırakılan yerin davalı tarafından kullanıldığı sabit olduğuna göre, davacı elatmanın önlenmesi davası açmakta haklıdır.Ancak, dava açıldıktan sonra krokide E ile gösterilen ve ağaç dikmek sureti ile halen davalının kullanımında bulunan bölüm haricindeki yerler dava dışı kişi tarafından kullanıldığına göre bu bölüme ilişkin elatmanın konusuz kaldığı açıktır.Öte yandan, 2010 ve 2013 yılları arasında davacının kullanımına bırakılan bölümde davalının kullandığı alana ilişkin ecrimisile hükmedilmesi de kural olarak doğrudur.Ne var ki, 2010 yılından önce D ile gösterilen bölümün davacı tarafından mı, davalı tarafından mı ...’ya kiraya verildiği açıklığa kavuşturulmamıştır.Hâl böyle olunca, bilirkişi krokisinde E ile gösterilen yere ilişkin elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, D ile gösterilen bölüm yönünden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine, davacının 5 yıllık ecrimisil istediği yönünden ise, 2008-2010 yılları arasında bu bölümün davacı tarafından mı, davalı tarafından mı kiraya verildiğinin saptanması, davalı tarafından kiraya verilmişse 5 yıllık ecrimisile karar verilmesi, davacı tarafından kiraya verildiği belirlenirse 2010 yılı ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin ecrimisile hükmedilmesi gerekirken değinilen hususları içermeyen biçimde yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.