Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4818 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16701 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı, mülkiyeti Hazineye ait 73 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davalı tarafından kullanıldığını ileri sürüp elatmanın önlenmesini istemiş, bilahare ıslah dilekçesi vererek taşınmazın çevresindeki tel çitin kaldırılmasını istemiştir.Orman İdaresi, davalı tarafından kullanılan taşınmazın bir bölümünün orman olduğunu iddia ederek davaya müdahale isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, 73 sayılı parsel kapsamında kalan ve bilirkişi krokisinde 4/A harfi ile gösterilen bölüm ile orman sınırları içinde kalan ve 4/B harfi ile gösterilen bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği ve HMK'nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere ıslah taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltilmesine olanak tanıyan bir yöntem olup, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnasıdır.Bu noktada hiç dava konusu edilmemiş bir unsurun ıslah yolu ile davaya dahil edilip edilemiyeceği üzerinde durulduğunda, ıslahta kastedilen, dava kanunu edilen hususların genişletilmesi ya da değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yolu ile davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak yoktur.Öte yandan, yıkım istekleri elatmanın önlenmesi isteğini kapsar ise de, elatmanın önlenmesi isteklerinin yıkım isteğini kapsamadığı da açıktır.Somut olaya gelince, ... harçtan muaf olmadığından ve harç da yatırılmadığından davaya müdahaleden söz edilemiyeceği gibi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve kroki hüküm vermeye elverişli değildir. Ayrıca dava açılırken sadece elatmanın önlenmesi istenmiş, yıkım istenmemiştir.Hâl böyle olunca, fen bilirkişi krokisinde 4 A ve 4 B ile gösterilen bölümlerin davacının çapı kapsamında kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, sadece davacının çapı kapsamında kalan bölüm yönünden elatmanın önlenmesi isteminin kabul edilmesi, çap kapsamı dışında kalan bölümler yönünden usulünce açılmış bir dava olmadığının gözetilmesi ve yıkım isteminin de reddedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.