10. Hukuk Dairesi 2014/27513 E. , 2015/4813 K. KURUM ZARARININ TAHSİLİNE YÖNELİK RÜCUAN TAZMİNAT TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLEN HAKSAHİBİNE BAĞLANAN ÖLÜM GELİRİ DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİN KURUM ZARARINI BAKİYE POLİÇE LİMİTİYLE SINIRLI ŞEKİLDE ÖDEMESİ ÖLÜM TAKDİRİNDE ZARAR ZİYAN BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 45 BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 46 SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 12 SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 26 SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 16 SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 21 TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 55 TÜRK TİCARET KANUNU (6102) Madde 1484"İçtihat Metni"13.03.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahibine bağlanan ölüm geliri nedeniyle oluşan Kurum zararının tahsiline yönelik açılan rücûan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesini davalı A.. A... avukatının istemesi ve duruşma talep etmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.03.2015 günü tayin edilerek taraflara çağrı kâğıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davacı adına Av. A.. B.. geldi. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunan avukatın açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi M..A.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun, Ölüm takdirinde zarar ve ziyan başlığını taşıyan 45. maddesi, "Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraflarını da ihtiva eder. Ölüm, derhal vukubulmamış ise zarar ve ziyan tedavi masraflarını ve çalışmağa muktedir olamamaktan mütevellit zararı ihtiva eder. Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararınıda tazmin etmek lazım gelir." Cismani zarar halinde lazımgelen zarar ve ziyan başlığını taşıyan 46. maddesi, "Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir." hükümleri çerçevesinde Yargıtay'ın oturmuş uygulamaları uyarınca trafik işkazaları sonucu zarar gören sigortalılara yönelik gerçek zarar hesaplamalarında mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için, 506 sayılı Kanunun 12., 5510 sayılı Kanunun 16. maddesi kapsamında sosyal sigorta yardımı olarak sigortalıya/haksahiplerine bağlanan gelirlerin hükme en yakın tarihteki artışları dahil tazminattan indirilmekte idi.01.07.2012 de yürürlüğe giren 6098 sayılı Kanunun 55. maddesinde ise, "Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz." hükmüyle, gerçek zarardan indirilmesi gereken sosyal sigorta yardıma ilişkin değişiklik yapılmış olup; bu çerçevede; indirim yapılacak miktara esas olarak 506 sayılı Kanunun 26. maddesi, "sigortalıya/haksahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin"; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, "gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin gerçek zararla sınırlı olan miktarının işverenden" ve "gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara" rücû edilmesine imkan tanımıştır.Belirtilmelidir ki, 01.07.2012 tarihinde yürülüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1484/3. maddesinde yer verilen; Zararın, sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılandığı ölçüde sigortacının sorumluluğunun sona ereceği kuralına da dikkat edildiğinde; özellikle ve önemle belirtilmelidir ki, sigorta şirketleri tarafından yapılan hesaplamalarda yukarıda açıklanan 818 ve 6098 sayılı Kanunların yürürlükte olduğu dönemlerdeki uygulama ve yasal düzenlemeler gereği sosyal sigorta yardımlarına ilişkin gerçek zarardan indirme işlemi yapılmasında zorunluluk vardır.Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 93. maddesi hükmü ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi Genel Şartları’nın A/1 maddesi uyarınca sigorta şirketleri, sigortaladığı aracın sürücüsü ile şayet tespit edilmişse araç malikinin kusurlarıyla ve poliçe limitleri kapsamında gerçek zarar, yani sürücü ve malikin karşılamak zorunda olduğu maddi zararla sınırlı biçimde zarardan sorumlu tutulabilirler. Sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarı, Kurumun rücû davasından önce sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda, sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması gerekir.Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda; davalı sigorta şirketi 225.000,00 TL olan zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında, 70.213,00 TL’yi davanın açıldığı 07.10.2013 tarihinden önce 07.06.2012 tarihinde hak sahiplerine tazminat olarak ödediğini ve poliçe limiti yanında ödemekle sorumlu olduğu gerçek zararın ödemesini gerçekleştirmesi nedeniyle tazmin sorumluluğunun ortadan kalktığını iddia etmekte ise de; davalı sigorta şirketinin hesap yapmak suretiyle belirlediği ve ödemesi gereken gerçek zarardan – 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinde düzenlenen ölçüde sosyal sigorta yardımının indirilmesi gerektiği, buna göre (gerçek zarar için) bakiye poliçe limiti kaldığı ve eldeki davada tazmini istenen Kurum zararını davalı sürücünün karşılamak zorunda olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin eldeki davaya konu Kurum zararını bakiye poliçe limitiyle sınırlı şekilde ödemek zorunda olduğunun belirgin olmasına göre, yerinde görülmeyen bütü temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının ve davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı A.. A...'den alınmasına, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.