Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4682 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2180 - Esas Yıl 2014





TÜRK MİLLETİ ADINA 21.12.2009 günü saat 12: 00 sıralarında Alaşehir İlçe Jandarma Komutanlığına yapılan ihbar üzerine yapılan incelemede, S. ilçesi B. Yolu üzeri Dindarlı köyü mevkiinde Buldan istikametine doğru yolun sol tarafında asfaltın bitiminden 3 metre dışarda toprak zeminli su kanalının içinde M.. P.. isimli şahsa ait cesedin yerde sırt üstü ve elleri yumruk şeklinde sıkılı vaziyette bulunduğu,cesedin ayaklarına 4,25 metre mesafede beyaz renkli Ford Transit marka bir araca ait olduğu düşünülen sağ sinyal lambası parçaları, bunun 1,5 metre ilerisinde aynı nitelikte araca ait ön parjur parçası bulunduğu,Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 20.01.2009 tarih 1594 sayılı otopsi raporunda "maktülün dış muayenesinde sağ pariatel bölgede 6 cm boyunda raddi vasıflı yara dışında ize rastlanmadığı, iç muayanede kafa kemiklerinde kırık bulunmadığı, subdural ve subaraknoidal kanama tespit edildiği, dalakta rüptür bulunduğu,kesin ölüm nedeninin kafa travmasına bağlı subdural ve subaraknoidal kanama ile dalak rüptürüne bağlı iç kanama olduğunun " belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 06.01.2010 tarih ve 3741 tarihli raporunda "ölümün, ölü muayanesinin yapıldığı 21.12.2008 tarihi saat 15 den öncesi 5-36 saatlik zaman dilimi içerisinde meydana geldiği, kafa bölgesinde dışta ve içte, karın bölgesinde içte tespit edilen travmatik değişikliklerin künt travma sonucu meydana geldiği, ancak bu travmatik değişikliklerin tamamının araç çarpması ile meydana gelmiş olabileceği gibi bu bölgelere sert ve künt bir cismin havalesi ile de meydana gelebileceğinin" bildirildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca ölümün trafik kazası olduğundan hareketle soruşturma yürültüldüğü sırada tanık S.. T..'nun ölümden yaklaşık 10 ay sonra 27.10.2009 tarihinde ve daha sonra verdiği ifadelerin diğer tanık beyanları ve maddi deliller ile doğrulanmadığı, dairemizin bozma kararından sonra Sarıgöl Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 09.05.2012 tarihli ve yerel mahkemede verdiği 27.06.2013 tarihli ifadesinde önceki beyanlarından vazgeçtiği olayda; tanık S.. T..'nun aşamalardaki çelişkili ve maddi deliller ile doğrulanmayan anlatımları dışında sanıkların cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği anlaşıldığı halde, sanıkların atılı suçlardan beraatleri yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş olup sanıklar müdafıileri, katılan vekili ve yerel Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kısmen re'sen de temyize tabi olan hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sanık İ.. D..'in TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu yada hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına, 22/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.