Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4676 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3415 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : OSMANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2009NUMARASI : 2009/317-2009/605Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları adına kayıtlı 15 sayılı parseldeki üç adet dükkanı davalının işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemişlerdir.Davalı. Kiracılık savunmasında bulunmuştur.Mahkemece, kayıt malikinin davacılar dışında mirasçıları olsa da, davacıların davalı ile kira sözleşmesi düzenledikleri, dava açmalarının objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldüDava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli “beş adet kargir dükkan” vasfındaki 15 sayılı parselin M.A.Y.. adına kayıtlı bulunduğu, kayıt maliki 14.5.1999'da ölünce geride mirasçıları olan iki kızı, gelini ve oniki torununun kaldığı, davayı açan iki kızı ile dava dışı mirasçılardan gelini P. ve torunu i.'in taşınmazdaki iki adet dükkan hakkında 2001 yılında davalı ile kira sözleşmesi düzenlendikleri, yargılama sürerken davacılar ile dava dışı mirasçılar arasında görülen 2009/615 esas sayılı dava sonunda taşınmazda paylı mülkiyete geçildiği ve kararın 8.8.2009'da kesinleştiği; bunun yanında dava dışı mirasçılardan P. ve dört çocuğunun taşınmazdaki miras haklarını 28.9.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattıkları anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan olgulara göre, taşınmaz elbirliği mülkiyetine konu iken bir kısım mirasçı ile davalı arasında düzenlenen kira sözleşmesine değer verilemez ise de, 2005 yılında yapılan satış vaadi sözleşmesi ve yargılama sırasında taşınmazda paylı mülkiyete geçilmesi hususları dikkate alındığında, kira sözleşmesinin geçerlik kazandığının ve anılan sözleşme bakımından pay ve paydaş çoğunluğunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğinden, davanın reddedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacıların öteki temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.Ne var ki, kira sözleşmesi kapsamı dışında kalan fakat sözleşmeye konu iki adet dükkanla birlikte davalı tarafından depo amaçlı kullanılmasına muvafakat edilen bölüm yönünden muvafakatin dava açılmakla sona erdiği gözetilerek bu bölüm hakkındaki el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi yerine, davanın tümden reddedilmesi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.