MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/11/2009NUMARASI : 2009/327-2009/288Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, 98 sayılı parselin kısmen kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapusunun iptalini istemiştir.Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur. Davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkeme kararı Dairece; sonradan yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, 3621 Sayılı Yasa'dan kaynaklanan tapu iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece, Daire bozma ilamına uyularak 5841 Sayılı Yasa kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 98 parsel sayılı taşınmazın senetsizden zilyetliğe dayalı olarak yapılan kadastro tespitinin 14.05.1991 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, taşınmazın bir kısmının 28.11.1997 gün, 5/3 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda belirlenen kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı saptanmış ise de; 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa'nın 12. maddesine göre, kadastro tespitinin kesinleştiği 14.05.1991 tarihten itibaren davanın açıldığı 16.04.2003 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden, davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.Ancak hemen belirtilmelidir ki, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Bir taraf dava açıldığı andaki mevzuat ve içtihat çerçevesinde davasında haklı bulunduğu halde dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da İnançları Birleştirme Kararı nedeniyle davayı kaybederse yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Anılan bu kural yargısal uygulamada da kararlılık kazanmıştır (Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297). Bunun yanında, avukatlık ücreti de yargılama giderlerinden sayılır (04.09.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı). Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın kısmen kıyıda kaldığının saptanmış olması karşısında, tarafların haklılık durumları dikkate alınarak yargılama giderlerine ve avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, değinilen hususlardan tamamen Hazinenin sorumlu tutulması doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.