MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı – Karşı davalı vekili, dava dışı borçlu hakkında yapılan takip sırasında haciz konulan taşınmazın satılması sonucu icra müdürlüğünce yapılan sıra cetvelinde davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip alacağının ipoteğin tesis tarihi ve diğer alacakların durumu karşısında öncelikli olduğundan bahisle satış bedelinden 100.000,00 TL ipotek miktarının davalının alacaklı olduğu icra dosyasına gönderilmesine, ilk ve kesin haciz alacaklısı müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasına ise 21.686,00 TL ayrılmasına karar verildiğini, dava dışı borçlunun davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını ve tesis edilen ipoteğin alacaklılarından mal kaçırma kastıyla tesis edildiğini ileri sürerek, davalının sıra cetvelinden çıkartılmasına ve yeniden sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı- Karşı davacı vekili, dava dışı borçlunun kısa bir süre müvekkili şirkette çalıştığını, müvekkili şirkete ait altın takıları pazarladığını, müvekkili şirkete ait altınlarla ticaret yaptığı için icra takiplerinin dayanağı teminat ipoteğinin gerçek ipotek olduğunu, ipoteğin müvekkilinin dava dışı borçluya verdiği ve o tarihten sonra vereceği altınların teminatı olduğunu, dava dışı borçlunun son olarak 03/11/2011 tarihli fatura bedeli kadar borcu olduğunu, ödeme yapılmayınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattıklarını, müvekkili şirketin alacağının gerçek olduğunu savunarak, davacı- karşı davalının alacağına konu senet üzerinde karalamalar olduğunu, davacı- karşı davalının hem alacağının esasına hem de miktarına itiraz ettiklerini ileri sürerek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile davalının sıra cetvelinden çıkarılmasını ve yeniden paylaştırma yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre: davalı- karşı davacının alacağının resmi belge niteliğindeki ipotek belgesine dayalı olması sebebiyle davacı- karşı davalının muvazaa iddiasının resmi senedin aksini ispat edici nitelikte ve kuvvette delillerle veya sahteliğini ispat suretiyle ispat etmesi gerektiği halde davacı - karşı davalı tarafça bunun ispat edilmediği, davalı- karşı davacının davasının da hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle, her iki davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı- karşı davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalı – karşı davacı...Kuyumculuk ile borçlu arasında yapılan 11.08.2011 tarihli ipotek senedinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. İpoteğin resmi makam önünde yapılmış olması sebebiyle yapıldığı tarihin ve tarafların imzası açısından aksinin yine resmi belge ile ispat edilmesi gerekir. Ancak ipoteğe konu alacağın muvazaalı olduğuna ilişkin iddia karşısında, alacağın muvazaalı olmadığı hususunun ispatı HMK'da belirtilen tüm delillerle davalı ipotek alacaklısı üzerindedir. Bu durumda emsal alınan ilama yanlış anlam verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı- karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı- karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.