Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4657 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2393 - Esas Yıl 2014





Y Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : EREĞLİ (KONYA) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2010/125-2012/377DAVACI : MUSTAFA USTALIVEKİLİ : AV. ERKAN YEŞİL DAVALILAR : 1- ETİ MENKUL KIYMETLER A.Ş.VEKİLİ : AV. AHMET ARİF BAĞLICA 2- DEVRİM GÜLÇİN KULOĞLUTaraflar arasında görülen davada Ereğli (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.06.2012 tarih ve 20107125-2012/377 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Esra Can tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin Ereğli'de kuyumculuk işi ile uğraştığını, davalılardan Devrim Gülçin Albayrak'ın diğer davalı Eti Menkul Kıymetler A.Ş'nin Konya Ereğli'deki aracı kurumu ve acentası olarak faaliyetini sürdürmekte olan Eti Borsa'da 2000 ve 2002 yılları arasında aracı kurum çalışanı olarak hisse senedi alım satım işlerinde çalıştığını, tanıdıklarının aracılığı ile davalı Devrim ile tanıştırıldığını, davalının hisse senedi alım ve satım işleri ile uğraştığını öğrendiğini, müvekkili ile davalı arasında borç alıp verme yönünde ilişkilerinin olduğunu, sonrasında davalının para getirmesi halinde hisse senedi alımı yapabileceğini söyleyerek müvekkilinden 2002 yılı ocak ayı içerisinde birkaç kez olmak üzere şahitler aracılığıyla toplamda 36.685 USD aldığını, müvekkilinin Doğan Yayın Holding, Net ve Vestel hisseleri alımı yapmasını bildirdiğini, davalının hisseleri kendi adına alım yaptığını, komisyon ödemediğini bildirdiğini, ancak başka müşterilerin hesaplarını kullanarak paraları uhdesine geçirdiğini, bu arada davalının almış oldukları hisseleri sorduğunda yükseldiğini, biraz daha beklemesini en yüksek değerden satacağını bildirerek müvekkilini oyalama taktiği seçtiğini, en son hisse senedi alımı için verdiği paraları sorduğunda bu kez müvekkilinin üzerinden alım yaptığını, hacdan dönünce hisseleri bozdurup parayı vereceğini söylediğini, oysa bu esnada Eti Borsada çıkan usulsüzler üzerine soruşturma açıldığını ve teftiş geçirdiğini, davalının işten uzaklaştırıldığını, alınan paraların acentede oluşan açıkların ve usulsüzlüklerin ve zararların giderilmesinde davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek hisse senedi alımı için davalının aracı kurum acentesi çalışanına verilen tarih olan 2002 yılı Ocak ayı itibari ile 36.685 Amerikan Doları'nın TL kuru üzerinden karşılığının işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı Eti Menkul Kıymetler A.Ş. vekili; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davacı tarafın, müvekkili şirketin eski acentesinde bir süre çalışmış olan diğer davalı Devrim Gülçin'in hisse senedi alımı için kendisinden 36.685 USD aldığını ileri sürdüğünü ve fakat bunu kanıtlayıcı herhangi bir belge sunamadığını, davacının tacir olduğunu ve basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı Devrim Gülçin Kuloğlu davaya cevap vermemiştir.Mahkeme iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı Devrim hakkında 2499 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan kamu davası açılması nedeniyle, davalı Devrim hakkında zamanaşımı süresi bakımından uzamış dava zamanaşımı süresi uygulanması gerektiği, suç tarihi olan ocak 2002 tarihinden davanın açıldığı 02.03.2010 tarihine kadarki dönemde dava zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle davalı şirketin yönünden davanın zamanaşımından reddine; davacının komisyon ödememek amacıyla borsada hesap açtırmayarak menkul kıymet acentası çalışanı davalı Devrim Gülçin Albayrak'a hisse senedi alım satımı yapması için para verdiğinin sabit olduğu gerekçesiyle davalı Devrim yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, 49.500 TL'nin 07/01/2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı Devrim'den tahsiline karar vermiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, aracı kurum çalışanının eylemleri nedeniyle gerçekleşen haksız fiilden kaynaklı tazminat davasıdır.Dava, davalı Eti Menkul Kıymetler A.Ş. yönünden zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş ise de, hisse senedi alımı için kendisine para verildiği iddia edilen davalı Devrim Gülçin Kuloğlu'nun kurum çalışanı olması ve diğer davalı Eti Menkul Kıymetler A.Ş'nin faaliyetlerinde yardımcı kişi kullanması nedeniyle davalı aracı kurumun BK. 100. maddesi uyarınca sorumluluğu sözkonusudur. BK'nın 100. maddesinde borçlunun borcun ifasında veya bir borçtan doğan hakkın kullanılmasında çalıştırdığı yardımcı kişinin, işini gördüğü sırada alacaklıya vermiş olduğu zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. O nedenle BK. 100. maddesi akdi sorumlulukta uygulama alanı bulur. Davacı ile davalı aracı kurum arasında yazılı olmasa da hisse alım satımına dair akdi bir ilişkinin varlığının kabulü gerekir. Davalı aracı kurum bu ilişkiyi ifa yardımcısı/çalışanı davalı Devrim Gülçin Kuloğlu aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla Devrim Gülçin Kuloğlu'nun çalıştığı kurumda hisse senedi alım satım işlemleri yapmak üzere davacıdan para alması ve bunları usulsüzce kullanması aracı kurumun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca kurum kendisinin kusursuz olduğunu ve çalışanlarını seçerken özenle davrandığını ileri sürüp isbatlamakla sorumluluktan kurtulamaz. Açıklanan nedenlerle davalı aracı kurum BK. 100. maddesi gereği diğer davalı Devrim Gülçin Kuloğlu'nun yaptığı işlem sonucu zarar gören davacıya karşı tam sorumludur. Her ne kadar kurum nezdinde davacı adına açılmış bir işlem hesabı olmasa da davalı Devrim Gülçin Kuloğlu'nun davacıyı işlemlerdeki komisyon ücretlerinden kurtarmak için kendi üzerinden alım satım işlemlerini gerçekleştirdiğini ifade etmesi karşısında, davacının adına işlem yapıldığı inancı ile kurum çalışanına paralar vermesi davacı ile davalı aracı kurum arasında hisse alım satımına dair sözleşme bulunduğunun kabulünü gerektirir. Bu durumda davalı aracı kurum hakkında davanın BK 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeniyle işin esasının incelenmesi gerekirken, uzamış ceza zamanaşımı uygulanarak davalı kurum yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı lehine bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.