Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4637 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15049 - Esas Yıl 2012





Davacı vekili, müvekkillerinin eşi ve babası olan L.'nin 15.05.2011 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, davalının kusuruyla kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, davalının yaptıkları başvuru üzerine 19.08.2011 tarihinde toplam 92.210 TL tazminat ödemesi yaptığını, ancak yapılan ödemenin yetersiz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıy-la toplam 30.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacılara başvuru üzerine toplam 92.210 TL ödeme yapıldığını ve zararın giderildiğini ileri sürerek talebin reddini savunmuşlardır.Sigorta Tahkim Komisyonunca, dosyaya ibraz edilen belgeler, taraf iddia ve savunmaları çerçevesinde dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacıların heyetçe hesaplanan zararı ile sigorta şirketince ödenen tazminat arasında fahiş bir fark olmadığı gerekçesiyle hakem davasının reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince yapılan temyiz isteminin reddine ilişkin Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09.10.2012 tarihli ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.1- Mahkemece 09.10.2012 tarihli ek karar ile davacı S vekilinin temyiz isteminin, hakem kararlarına karşı 6100 Sayılı HMK'nın 439/1 maddesi uyarınca ancak iptal davası açılabileceği, bu itibarla kararın temyizi kabil bir karar olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de bu karar usul ve yasaya uygun değildir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/12 maddesine göre; “... Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği 40.000,00 TL kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir.(değişik cümle: 13.06.2012-6327 s.k./58. Md.) ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her halükarda temyiz yolu açıktır. Temyize ilişkin usul ve esaslar hakkında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanuna uygulanır.Davacı vekilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000 TL için dava açmış bulunmasına göre, mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenleme gözetilmeden temyiz isteminin reddedilmiş olması doğru olmadığından mahkemenin temyiz isteminin reddine dair 09.10.2012 gün ve 2012/1098-2012/856 sayılı ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.2- Esasına yönelik yapılan incelemede ise,Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.3- Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarda, aktüer ya alanında uzman bilirkişiden alınacak raporda, davacıların her biri için destekten yoksun kalacakları sürenin çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek, ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapamayacaklar ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın, desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü, destek süresince yetiştirme giderlerinin destek tazminatından indirilmesi, raporun düzenlendiği en yakın tarih, bilinen dönem kabul edilerek, ölenin bilinen gelirine göre davacıların gerçekleşen zararının ve sonraki bilinmeyen dönem için gelirin her yıl %10 oranında artıp, %10 oranında ıskonto uygulanmak suretiyle hesaplanarak bilinmeyen dönem zararının hesaplanması ve davacının somut koşullara dikkate alınarak denetime elverişli şekilde belirlenmesi gerekirken, Sigorta Tahkim Komisyonu'nca Yargıtay'ca kabul gören %10 artırma ve ıskonto tekniği uygulanmaksızın hazırlanan, %2 teknik faiz oranı uygulanan ve aktüer yal hesaplama teknikleri kullanılan ve denetime açık olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir.SONUÇYukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09.10.2012 tarih, 2012/1098-2012/856 sayılı ek kararın kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02.04.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.