Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4637 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3514 - Esas Yıl 2010
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, üzerinde muhtesat bulunan 9310 ada 24 no'lu parselin imar uygulaması sonucunda 17052 ada 1 parsel olarak Mazbut A.... N.......Camisi Vakfı, B.... A... V..... S.....Vakfı ve S…….. B………. Vakfı adına tescil edildiğini, enkaz bedelini ödemek istedikleri halde davalının anlaşmaya yanaşmadığını ve izinsiz ruhsatsız olarak faaliyetine devam ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım ile muhtesat bedelinin 12.698,19.-YTL olarak tespitine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair karar, Dairece; "...imar uygulamasının idare mahkemesi kararı ile iptal edildiği, imar parsellerinin hukuksal dayanaktan yoksun hale geldiği, bu durumda yanlara kadastral durumun ihyası için dava açmaları için önel verilmesi açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi yada bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince tarafların kadastral durumun ihyası için dava açmamaları nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi U……. Ş………'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, taraflara imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi nedeniyle kadastral durumun ihyası için dava açmaları için önel verilmesine ve dava açıldığı taktirde sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamında belirtildiği üzere taraflara kadastral durumun ihyası için dava açıp açmayacakları sorulmuş tarafların dava açmayacaklarını belirtmeleri üzerine yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuştur. Taraflar kadastral durumun eski haline getirilmesi için tapu iptal tescil davası açmadıklarına göre uyuşmazlığın halen mevcut ve geçerli olan mevcut imar çapları ile bu çapların kadastral yöntemlere uygun biçimde uygulanması sonucu çözüme kavuşturulacağı açıktır. Hal böyle olunca, 3914 Sayılı Yasanın 18. maddesi hükmü gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tarafların dava açmayacaklarından bahisle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne değinen temiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.