Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4625 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2891 - Esas Yıl 2010





Davacı, M plakaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edilen aralarında davalının da bulunduğu minibüsçülerin İstanbul İdare Mahkemelerinde devam eden davaları için işlerin takibini alması hususunda ısrar etmeleri üzerine davalının da vekaletini alarak sorunun çözümü için idare ile birtakım görüşmeler yaptığını, İstanbul İkinci İdare Mahkemesi'nin 2006/771 esas sayılı dava dosyasına vekaletname ve dilekçe sunduğunu, İdare Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilerek Danıştay'ca onandığını, davalı ile avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını, davalının sözleşme gereğince ödemesi gereken ücreti ödememesi üzerine yaptığı takibe de davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davacıyla idari yoldan çözüm bulması için anlaştıklarını, davada temsil etmesi için vekil tayin etmediğini, sözleşmenin matbu olup oldu-bittiye getirilerek imzalatıldığını, davacının davaya katkısı olmayıp davayı başka avukatların takip ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, sözleşmede sadece olumlu sonuçlandığında ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu nedenle taraflar arasında düzenlenen ücret sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu durumda davacının ancak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ücret isteyebileceği, 2006 yılı tarifesine göre ücret alacağının 400 YTL olduğu, sözleşme imzalanırken 1.000 YTL alındığının davacı tarafça kabul edildiği, davacının herhangi bir alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen avukatlık sözleşmesine dayanarak yaptığı icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmuştur. Davalı, davacıyı davada temsil etmek üzere vekil olarak tayin etmediklerini, idari yönden sorunu çözmesi için anlaştıklarını, sözleşmenin oldu-bittiye getirilerek imzalatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında düzenlenen ücret sözleşmesinin sadece davanın olumlu sonuçlanması halinde ücret ödenmesinin kararlaştırılması nedeniyle geçersiz olduğu, davacının Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ücret isteyebileceği, buna göre ücret alacağının 400 YTL olduğu, sözleşme düzenlenirken 1.000 YTL'nin davacı tarafça alındığının kabul edildiği, davacının herhangi bir alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 21.10.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ücret sözleşmesinin 1. maddesinde “Avukata verilen işten ötürü kendisine ödenecek ücretin 300 YTL'si peşin geri kalan 9.700 YTL'si davanın müspet sonuçlanması ve kesinleşmesini takip eden 15 gün içinde ödenecektir.” Hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece, sözleşmede sadece davanın olumlu sonuçlanması halinde ücret ödeneceği kararlaştırıldığı için sözleşmenin geçersiz olduğu belirtilerek hüküm düzenlenmiştir. Mahkemece, sözleşmede sadece davanın olumlu sonuçlanması halinde ücret ödeneceği kararlaştırıldığı için sözleşmenin geçersiz olduğu belirtilerek hüküm kurulmuş ise de; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 Sayılı Yasa ile 02.05.2001 tarihinde yapılan değişiklikten sonraki 164. maddesinde, sözleşmenin geçerli sayılabilmesi için, değişiklikten once mevcut olan “başarıya göre değişme koşulu” kaldırılmış olup, taraflar arasında düzenlenen 21.10.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri değerlendirilip oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile ücret sözleşmesi geçersiz kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇYukarda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararınaBOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.