Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4621 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4212 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KARASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2010NUMARASI : 2008/158-2010/18Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalılar miras bırakanı G.adına kayıtlı olan 69 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir.Davalı, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesine ilave yolu ile bazı düzenlemeler getiren 5841 Sayılı Yasa gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Bir taraf dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olduğu halde dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır. (Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297) Bunun yanında, avukatlık ücreti de yargılama giderlerinden sayılır. (04.09.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı). Bu durumda, 492 sayılı Harçlar Yasası uyarınca davalının makdu harçtan da sorumlu tutulması gerekeceğinde kuşku yoktur.Ayrıca, yargılama giderlerinin de duraksamaya yer bırakmayacak şekilde miktarının belirlenmesi gerekeceği açıktır. Hal böyle olunca; davalı tarafın harçtan da sorumlu tutulması ile yargılama giderinin tam olarak belirlenip hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.