Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı, Ocak 2006-Temmuz 2011 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak haftanın 6 günü 08.00-20.00, 20.00-08.00 saatleri arasında davalı işyerinde çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma alacağının tahsilini istemiştir.Davalı; öncelikle davacı işçinin kendi çalışanları olmadığı gibi davacı tarafından imzalanan ibraname bulunduğunu öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasında, davacının fazla çalışma alacağını talep edip edemeyeceği davacının bu alacak nedeniyle davalıyı ibra edip etmediği, taraflar arasında ikalesözleşmesi yapılıp yapılmadığı konularında uyuşmazlık vardır.Dosya kapsamından davacının 27.07.2011 tarihinde cezaevi gardiyanlığı sınavını kazanması ve burada göreve başlayacak olması nedeniyle işyerinden kendi isteği ile ayrıldığı ekli SGK hizmet döküm cetveline göre de Ceza İnfaz Kurumunda çalışmaya başladığı, davacı iş ilişkisinin son bulduğu tarihten sonra 18.08.2011 tarihli dilekçe ile bu olguyu doğrulayarak kendisine kıdem tazminatının ödenmesi halinde fazla çalışma, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile izin ücreti alacakları ile ilgili dava açmayacağını, bu hakkından feragat ettiğini, kıdem tazminatının yatırılması halinde davalı işvereni en geniş şekilde ibra edeceğini beyan ettiği, dosya da bulunan ödeme emri belgesi ve banka dekontuna göre de davalı kurumun davacının bu beyanına değer vererek ve güvenerek hak etmemiş olmasına rağmen kıdem tazminatını davacının banka hesabına yatırdığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere tarafların kabul ve ikrarları kendilerini bağlar. Hal böyle olunca iş ilişkisinin davacı yanın isteği ile sona ermesinden sonraki bir tarihte gerçekleşen ve davacının haketmediği kıdem tazminatının ödenmesi karşılığında imzasını taşıyan ve imzası itiraza uğramayan ve de baskı altında alınmadığı anlaşılan ibraname ile davalıyı ibra ettiği kabul edilmelidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının fazla çalışma alacağının hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.