Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 456 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14314 - Esas Yıl 2015





Sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın, katılanla birlikte oturduğu sırada, görüşme yapmak üzere katılandan aldığı cep telefonunu iade etmeyerek olay yerinden ayrıldığı, bu şekilde güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;Yerel Mahkeme'nin 14/02/2013 tarih 2012/1012 esas. 2013/139 sayılı kararıyla sanığın mahkumiyetine karar verildiği, Dairemizin 19/01/2015 tarih ve 2014/23748 esas, 2015/567 sayılı kararıyla, sanığın eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden oluşa uygun düşmeyen gerekçeyle eylemin güveni kötüye kullanma olarak kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla,Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın gerekçeye dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;14/02/2013 tarihli ilk hükümde sanığın TCK'nın 155/1 maddesi gereğince 3600 TL doğrudan, 3600 TL hapisten çevrilen adli para cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği ve sanık hakkında TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin de uygulanmadığı, hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeksizin, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda, sanığın 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi suretiyle kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme son fıkra olarak “Ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak gözetilerek, sanığın 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca infazın 3600 TL ve 3600 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına” ibaresi ve ""14/02/2013 tarihli ilk hükümde, sanık hakkında TCK'nın 58/6.maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmadığı dikkate alınarak, bozma ilamından sonra yeniden yapılan yargılamada, tekerrür uygulaması yönünden kazanılmış hak ilkesi gereği, tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek sonuç olarak sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmamasına” ibaresi eklenilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.