Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4559 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3607 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/09/2009NUMARASI : 2009/665-2009/971Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, tapuda davalılar adına kayıtlı 2020 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek, tapu iptal, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; 5841 Sayılı Yasanın 2.maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinin 3.fıkrasına eklenen hüküm gereğince davada on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Davanın açıldığı tarihten sonra yürürlüğe giren yeni bir yasal düzenleme veya ittihaz edilen bir İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, dava tarihinde haklı olduğu halde haksız duruma düşen tarafın, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı tartışmasızdır. Öyle ise, kadastro tesbiti sırasında çekişmeli taşınmazın tutanağında belirtilen tapu kaydının ilk tesisinden itibaren getirtilerek, bir tescil ilamına dayalı olup olmadığının saptanması, tescil ilamına dayanıyor ise ve anılan tescil ilamında Hazine taraf ise, ilamın Hazineyi bağlayacağının gözetilmesi ve tescil ilamının dayanağı haritasının uygulanması, uygulama neticesinde harita kapsamı içinde kaldığının anlaşılması halinde davacı Hazinenin dava tarihinde davasında haklı olmayacağı ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağı, yok eğer bir tescil ilamı bulunmuyor ve taşınmazın tamamı veya bir kısmı tanımı 3621 Sayılı Yasanın 4.maddesinde yapılan kıyıda kalıyor ise, davacı Hazinenin davasında haklı olduğu ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmayacağının aksine bu giderlerden, avukatlık ücretinden ve harçtan davalı tarafın sorumlu olacağı gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.