Tebliğname No: 1 - 2013/187071MAHKEMESİ : Burdur Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 21/03/2013, 2011/242 (E) ve 2013/101 (K)SUÇ : Tasarlayarak öldürmeTÜRK MİLLETİ ADINA 1- Katılan Selahaddin vekillerinin yetkileri olmadığı gibi yasal süreden de sonra yaptıkları anlaşılan duruşmalı inceleme istemlerinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık H.. A..’un maktül Muhammet'i kasten öldürme suçunun sübutu kabul, tahrike ilişen cezayı azaltıcı nedenin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin haksız tahrikin derecesine, takdiri indirim uygulanması gerektiğine yönelen, katılan Selahaddin vekilleri ile katılan Sabriye vekilinin suçun eziyet çektirerek işlendiğine, haksız tahrik bulunmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosya içeriğindeki delillere ve oluşa göre; maktül Muhammet ile sanık Halil'in arkadaş oldukları ve maktulün sanığın onbir yıldır gayri resmi olarak birlikte yaşadığı tanık Havana ile dört yıldır gönül ilişkisinin bulunduğu, olaydan önceki tarihlerde maktül dışında başka erkeklerle telefon görüşmesi yaptığını bildiği Havana'dan şüphelenen sanığın, olaydan yaklaşık 15-20 gün kadar önce Havana'ya ait telefonu kontrol ettiğinde maktül Muhammet'in Havana'yı yaklaşık on kere aradığını gördüğü bu nedenle aralarında çıkan tartışma sırasında tanık Havana'nınmaktüle gönlünü kaptırdığını söylemesi üzerine, sanığın onu ağabeyinin yanına gönderdiği ve aynı gün maktülün annesi katılan Sabriye’yi arayarak durumu anlattığı, sanık Halil’in annesini aramasına sinirlenen maktülün yanına av tüfeği de alarak sanığın evinin önüne gittiği ve dışarı çıkan sanık ile bu nedenle tartıştıkları, tartışırken aracındaki tüfeği çıkartarak sanığa tevcih ettiği ancak ateşlemediği, aralarında yaşanan arbede sırasında tüfeğin patladığı ancak kimsenin yaralanmadığı, sanığın maktülü darp ettiği ve maktülün aracına binerek oradan uzaklaştığı, bir hafta kadar ağabeyinin yanında kalan tanık Havana’nın ise kayınpederinin daveti ile çocuklarının yanına kayınpederinin evine geldiği ve orada kalmaya başladığı, bu süreçte sanığın tanık Havana ile yeniden görüşmeye başladığı ve mısırları kaldırdıktan sonra Antalya'ya yerleşmeyi planladığı, olay tarihinden üç gün kadar önce maktül Muhammet'in tarlası ile sınırı bulunan kendisine ait mısır tarlalarını sulamak amacıyla orada yatıp kalkmaya başladığı, bu süreçte maktülün de kendi tarlasına gelip giderek çalışmakta olduğu, olay günü öğlen saatlerinde kendi tarlasında çalışmakta olan maktülü gören sanığın elindeki av tüfeği ile ona yaklaşarak önce uzak atış mesafesinden bacak bölgesine ateş ettiği, ilk atış ile yaralanarak düşen maktülün bu kez de sırt bölgesine yakın mesafeden ateş ederek ölümüne sebebiyet verdiği, maktülün cesedini olay yerindeki su kanalının karşısında bulunan, tarla yolunda park halinde olan aracına taşıyabilmek için yine maktüle ait motordaki ipi keserek ipin bir ucunu cesede diğer ucunu da araca bağladığı, sürükleyerek kanaldan çıkardığı, cesedi pikap şeklindeki aracının arka kısmına koyarak Antalya-Burdur Karayolunun 35. kilometresinde bulunan ağaçlık ve çalılık alana bıraktığı olayda;Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, "Tasarlama" halinin kabulü için öldürme kararının şarta bağlı olmadan alınması, ruhsal dinginliğe ulaşıldığını kabule elverişli makul bir süre geçmesine karşın eylem kararlılığından dönülmemesi ve belli bir hazırlık yapılarak sebat ve ısrarla bir plan dahilinde öldürme fiilinin gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, bu yönde bir tesbit yapılabilmesi için sanığın öldürme kararını ne zaman aldığına dair dosyada delil bulunmadığı gibi sanığın resmi nikahlı eşi olmayan tanık Havana ile maktülün ilişkisini öğrenmesinin etkisi altında kalarak eylemini gerçekleştirmiş olmasının başlı başına haksız tahrik teşkil etmeyeceği kabul edilse de, iki çocuğunun annesi olan tanık ile ilişkisini öğrendiği, arkadaşı maktülü uyarması ve maktülün annesini de haberdar etmesi üzerine, maktülün av tüfeği ile gelerek sanığın evinin önünde çıkardığı olaylar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın öldürme eylemini maktulden kaynaklanan, haksız eylem oluşturan davranışlar sonucu, tahrik altında gerçekleştirdiği anlaşılmakla;sanığın TCK.nun 81 ve 29. maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde tasarlayarak öldürme suçundan hüküm kurulmak suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii, katılan Selahaddin ve Sabriye vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, resen de temyiz incelemesine tabi olan hükmün CMUK.nun 321 maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 16/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.