Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 452 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23623 - Esas Yıl 2012





Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, dayanak senette tanzim yeri olmadığını, vadede tahrifat yapıldığını, vade ile tanzim tarihinin aynı olduğunu ileri sürerek dayanak senedin kambiyo vasfı bulunmadığı ve borçlu olmadığı nedenleriyle ödeme emrine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibe konu senette tanzim yeri bulunmadığı ve dolayısıyla senedin kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesi ile İİK.nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 170/a.maddesine göre, dayanak senedin kambiyo vasfı taşımadığına ve alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığına yönelik şikayetin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Aynı Kanunun 168/5.maddesi hükmü gereği de, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 22/11/2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 29/11/2011 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayette de bulunulmadığına göre, mahkemece şikayetin ve borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.