Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4439 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22839 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı vekili, davacının inşaat bakım işçisi olarak çalıştığını, 07.07.2011 tarihinde davacının iş akdinin işverenlikçe haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı vekili davacının iş sözleşmesinin derhal fesih hakkı kullanılarak ve haklı nedenle fesih edildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının herhangi bir şekilde fazla çalışmasının olmadığını ve davacının iş akdinin feshedilmesinden dolayı manevi tazminata hak kazanmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının kabulüne, manevi tazminat alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez.Somut olayda, taraflar arasında iş akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ile davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Dosya içerisinde mevcut 06.07.2011 tarihli tutanakta davacının saat 16.45 sularında, Belediye Başkanı'nın makamından çıkarken davacının eşi ile birlikte Belediye Başkanı'nın yoluna çıkıp "bana niye tezgah yeri vermiyorsun, işiniz de tuvaletiniz de sizin olsun, tuvaleti de yıkacağım," diye bağırarak hakaretlerde bulunduğu, daha sonra tezgahların bulunduğu yere giderek tezgah sahipleri ile kavga ettiği yazılıdır. Tutanak tanıkları tutanak içeriğini doğrulamışlardır. Her ne kadar davacı hakkında Belediye Başkanı aleyhine işlediği iddia edilen hakaretsuçundan takipsizlik kararı verilmişse de tutanak içeriğinden davacının eşi ile birlikte Belediye Başkanı'nın yoluna çıktığı, kendisine tezgah yeri verilmemesi sebebiyle Belediye Başkanı'na bağırdığı ve tezgahların bulunduğu ortamda da olay çıkardığı göz önüne alındığında, iş verenin iş akdini feshetmesinin haklı nedene dayandığının kabul edilmesi gerekir.Sonuç olarak davacının ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma sebebidir.O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.