Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4434 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6601 - Esas Yıl 2009





Davacı, 1479 Sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur siğortalılık süresinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.KARAR1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2- Davacı 1479 Sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur siğortalısı olarak 10 yıllık süreye ait pirim borçlarını ödediği halde Kurum tarafından Bağ-Kur siğortalısı olarak 5 yıllık sürenin kabul edilmesi nedeni ile 1479 Sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur siğortalısı olduğu sürelerin tespitini istemiştir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 13.10.1989 tarihinde Kuruma verilen giriş bildirgesine istinaden, 18.05.1987 tarihi itibariyle vergi kaydı nedeni ile Bağ-Kur siğortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, bilhare Kurum tarafından 01.01.1987-09.04.1992 tarihleri arasında vergi ve esnaf sicil kaydı olması nedeniyle 09.04.1992 tarihinden sonraki Bağ-Kur siğortalılığının iptal edildiği, davacının 01.01.1987-09.04.1992 tarihleri arasında müteahhit olarak verği kaydı ve 15.05.1987-01.0401992 tarihleri arasında esnaf sicil kaydı bulunmakta olup, ayrıca 22.02.1995 tarihinden itibaren C. İnş. ve Otom. San ve Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğu, şirket kaydının 30.06.2007 tarihinde silindiği, dosya içerisindeki 05.06.2008 tarihli prim ekstresinden davacının, 09.09.2006, 04.10.1996, 26.11.1996, 16.12.1996, 29.01.1997, 27.02.1997, 27.03.1997, 30.04.1997, 28.05.1997, 26.07.1997, 30.07.1997, 28.09.1997, tarihlerinde prim ödemesinde bulunduğu 01.01.1987-09.04.1992 tarihleri arasında 5 yıl 3 ay8gün Bağ-Kur siğortalısı kabul edilerek 134.92.-TL. fazla prim ödemesi bulunduğu, davacının 1996 yılında geçmişe dönük 10 yıllık süreye ait primleri ödediğini iddia ettiği 15.07.2003-30.10.2008 tarihleri arasında kesintili olarak 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu ve isteğe bağlı siğortalı olduğu anlaşılmaktadır.01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 Sayılı Yasa’nın 24. maddesi ilk şekliyle, siğortalılığm oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, Kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, siğortalılığm başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 Sayılı Yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece Yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, siğortalılığm oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 Sayılı Yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da Kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 Sayılı Yasa ise, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya Kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir. Anılan madde, 24.08.2000 tarihli ve 619 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmişse de, daha sonra söz konusu Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa Mahkemesi’nin 26.10.2000 tarihli ve E:2000/61, K:2000/34 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 20.07.2003 tarih ve 4956 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikte ise, bağımsız çalışanların Bağ-Kur sigortalısı sayılabilmeleri için, gelir vergisi mükellefi olmaları ile gelir vergisinden muaf olanlardan esnaf ve sanatkar sicili ile birlikte Kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olmaları koşulu öngörülmüştür.Ayrıca anılan maddede limited şirket ortaklarının da Bağ-Kur sigortalısı olacakları bildirilmiştir.Somut olayda davacının 01.01.1987-09.04.1992 tarihleri arasında vergi kaydı ve 22.02.1995 tarihinden itibaren Limited Şirket ortaklığı ve 18.05.1987-01.04.1992 tarihleri arasında esnaf sicil kaydı bulunmaktadır. Bu durumda, davacının davalı Kurumca sigortalı olarak kabul edilmediği 22.03.1995-15.07.2003 tarihleri arasında sigortalılık şartlarını taşıdığı uyuşmazlık konusu 10.04.1992-21.02.1995 tarihleri arasındaki dönemde 2654 Sayılı Yasa ile aranan vergi ve 3165 Sayılı Yasa ile aranan esnaf ve sanatkar sicili veya Kanunla kurulu meslek kayıtlarında kaydının bulunmadığı ve 10.04.1992-21.02.1995 tarihleri arasında sigortalılık şartlarını taşımadığı ortadadır.Geçmişe yönelik prim tahsil ettikten ve uzun süre bu primleri kullandıktan sonra Kurum tarafından siğortalılığın iptalinin Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, sosyal güvenlik kurumlannın Anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesinin zorunlu görev olduğu, Bağ-Kur’un bu Anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 Sayılı Yasa‘ya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758 sayılı;24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı; 26.11.2008 gün ve E: 2008/21-693, K: 2008/713 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Ne var ki; davacıdan 09.09.1996-28.09.1997 tarihleri arasında tahsil edilen primlerin hangi döneme ilişkin olduğu belli değildir.Yapılacak iş; davacının sigortalılık şartlarını taşımadığı 10.04.1992 21.02.1995 tarihleri arasındaki dönem yönünden davacıdan 09.09.199628.09.1997 tarihleri arasında tahsil edilen prim ödemelerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayıp kapsamadığı Medeni Kanun’un 2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek bir karar vermek, davacının önceden tescili olduğundan 22.02.1995-15.07.2003 tarihleri arasında sigortalılık şartlarını taşıdığı kabul edilerek, talebinin Kurumca kabul edilen sürede dahil toplam 10 yıllık siğortalılık süresi olduğu da gözetilerek bu dönemle ilgili de çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.