Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4403 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2859 - Esas Yıl 2016





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ :...SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/10/2012Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde;Müvekkilinin 146180 numaralı aboneliğin kullanıcısı olduğunu, abonelik kaydının büro-yazıhane olarak yapıldığını, müvekkilinin bu abonelikte berber dükkanı işlettiğini, dava konusu aboneliğin bulunduğu yerde fahiş elektrik tüketimi gerektirecek hiçbir elektrikli alet bulunmadığını, müvekkilinin kullanmış olduğu taşınmazdaki abonelikte kaçak elektrik kullanıldığından bahisle bir tahakkuk belgesi düzenlendiğini, ve 6.656,84 TL borç tahakkuk ettirildiğini, icra takibi başlatıldığını ileri sürerek usulsüz kaçak elektrik tüketim tahakkukunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kullanıcının davacı ..., abonenin ise davacı ... olduğunu, 08.01.2008 tarihinde yapılan kontrolde harici hat çekilerek işyerinin arka tarafında elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, aynı adreste 16.02.2008 tarihinde 2. kez yapılan kontrolde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ait mühürlerin kırık olması ve sayaç ayar istasyonunun 18.01.2008 tarihli raporuna istinaden gerilim kancası ile oynandığından bahisle kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tespitin fotoğraflarla da ispat edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 6.244,47 TL borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı taraf, davalının takip konusu da yaptığı toplam 6.656,84 TL boçtan dolayı sorumlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava dilekçesine ek olarak sunulan borç listesinde, tahakkuka esas miktarların, kaçak tahakkuku, kaçak ek tahakkuku, endeks esaslı olmayan ek tahakkuk ve endeks esaslı ek tahakkuk kalemlerinden olduğu görülmektedir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnızca kaçak tahakkuk nedeniyle davacıların borçlu olduğu miktar değerlendirilmiş, ek tahakkuklar hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi "Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir. Aynı yönetmeliğin 15.maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır. Buna göre, kaçak elektrik kullanım süresinin belirlenmesi ve tüketim hesaplanması, kaçak kullanım tarihinde yürürlükte bulunan kurul kararına göre yapılması gerekir. Buna göre EPMH.yönetmeliği ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddelerinde, kaçak elektrik kullanımı ve ek tahakkuka ilişkin düzenlemeler çerçevesinde kaçak tüketime ek olarak geriye dönük tüketim hesabı yapılmalıdır.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan olgular dikkate alınarak, kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk bedellerinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği, bu yönetmelik gereğince yayınlanan usül ve esaslarda açıklanan yönteme göre hesaplanması için başka bir bilirkişiden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması, davalının talep edebileceği kaçak elektrik ve ek tahakkuk bedelinin duraksamasız belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.