Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 43970 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 16549 - Esas Yıl 2008
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;I-Sanık C. Davanın görüldüğü yer mahkemesi yargı çevresi içerisinde başta suçtan Tunceli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunduğu halde, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki düşüncesini bildirdiği, kısa kararın okunduğu son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK'nın 196.maddesine aykırı davranılarak savunma haklarının kısıtlanması,II-Olay günü yakınanlar Ş.ve T.yanlarında arkadaşları Y.ile birlikte Tunceli C.parkı yanındaki köprü civarında gezdikleri, bu sırada yanlarına sanıklar S.,E.ve C. Geldiği ve yakınanlara paraları olup olmadığını sordukları, yakınanların paramız yok cevabı üzerine, sanık C.nin “paranızı ve her şeyinizi verin” diyerek tehdit ettiği yakınanların geri çekildiği sanık C.nin yakınanların önce T.nin cebinden 25 TL.parasını aldığı, bu sırada kolluk ekip otosunun olay yerinden geçmesi üzerine C.nin “kenara gelin konuşmayın şikayet etmeyin yoksa benim yaşım küçük sizi vururum, sonra gider iki gün yatar çıkarım” diyerek tehditlerine devam ettiği kolluk kuvvetleri gittikten sonra yakınan T.den aldığı 25 TL.paranın 20 TL.sini iade ettiği, parayı verdikten sonra, “akşam yurda geleceğiz bir milyar para toplayacağız sonra senin paranı geri vereceğiz” dedikten sonra topal lakaplı E.ve O., Ş.cebindeki 28 TL.parayı aldığı 8 TL.yi iade ettiği, sanık S. neden böyle yaptıklarını mağdurların sorduklarında “biz böyleyiz her şeyi yaparız, şimdi sıra sizde” dediği, olaydan sonra da sanıkların yakınanlara karşı tehditlerini sürdürdükleri bu şekilde sanıkların suç işleme anında ortak hakimiyet kurup tehdit altında yakınanların üzerinde bulunan tüm paraları alıp yağma eylemini tamamladıkları olayda;1-5237 Sayılı TCK'nın 150.maddesinin 2. fıkrasındaki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 Sayılı TCK'nın 522. maddesindeki “hafif” veya “pek hafif” ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “değerin azlığının” 5237 Sayılı Yasa'ya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, sanığın özgülenen kastı, yakınanın etkilenimi ve olayın vahameti de gözetilmek suretiyle, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, Yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda koşulları bulunmadığı halde, 150.maddenin 2.fıkrasına sevk amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması;2-Dosya içeriği ve oluşa göre de sanıkların yakınanları tehdit edip ceplerinden zorla aldıkları tüm paradan bir kısmını kendi iradeleri ile iade etmelerinin ancak etkin pişmanlık kapsamında takdiri gerektiği, bu bağlamda yakınanların kısmı iadeye rıza gösterip göstermedikleri de sorularak sonucuna göre 5237 Sayılı Yasa'nın 168/son yollamasıyla aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş sanık C., E., ve S.savunmalarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, sanık C.için diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 Sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK'un 326/son maddesinin gözetilmesine, 12.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.