Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4383 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7001 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetSanığın, katılan ... kimlik bilgileri ile mahalle muhtarlığından nüfus cüzdanı talep belgesi düzenletip .... Nüfus Müdürlüğü'nden nüfus cüzdanı alarak üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, bir suç işleme kararının icrası çerçevesinde farklı zamanlarda sahte belge düzenlenmesine neden olduğunun tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, mahkemenin zincirleme suç hükümlerini uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki (1) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;Ancak;1- 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK'nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK'nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesi ile bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe bunun yeterli bir gerekçe olmayacağı gibi sanığın başka suçları oluşturan/oluşturacak eylemlerinin de artırım gerekçesi olarak gösterilemeyeceği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile fazla ceza tayini,2- Sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyeti, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 142/1-f maddesinde öngörülen elektrik hırsızlığı suçuna ilişkin olup, bu suçun, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun 05.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Yasa ile değişik 163/3. maddesinde karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlenmesi ve koşullarının bulunması durumunda "ceza verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi seçeneğinin öngörülmesi karşısında, yapılan kanun değişikliği kapsamında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uyarlama yapılıp yapılmadığı araştırılıp, diğer sabıkaları da göz önünde bulundurularak hangi ilamın tekerrüre esas alınacağı karar yerinde tartışıldıktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,3- T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.